Dışı süslü, içi boş cümlelerin alaya aldığı, umutsuzluğun kıyısında dolaşan, yalnızlık bataklığına batan ve yıkık șehrin harebe zihniyle dolup taşan benliğim, uğursuz bir vakitte alır kalemi kağıdı eline.
O harebe Zihninin yıkık şehirlerinde dolaşan hayaletler, gerçekliğe bulanır mürekkeple. Şarkılar söylenir kayıtsızca. Danslar edilir umursamazlıkla. Kahkahalar atılır en şiddetli tınılarla.
Can sıkan kelimeler toprağın altına gömülür. Mutsuzluğun uçlarına ip bağlayıp gökyüzüne bırakılır. Uzaklara. En uzaklara...
Gözyaşı kurutulur. Hıçkırıklar bastırılır. Kötüler iyiliğe bulanır. Savaşlar biter. Barış hakim olur harebe zihnimize.
Gündüz geceye bıraktığında, uğursuz vakitte elime aldığım kalem düştüğünde, toza dumana katılır sessiz haykırışlarım. Umudum. Sevgim. yıkık șehrin yıkılmıșlığında kalır eğreti duran hayaller...
Gülsüm Bayar...