Bir mantığı yok aşkın. Tanımı bile yapılamıyor. Herkese, herşeye göre farklı bir şey. Öyle bir şey ki, herkesin üzerinde milyonlarca kez, bir çok zaman düşündüğü, ama tam olarak açıklayamadığı bir şey Aşk.
Diyelim ki sende tutuldun aşka. Senin de kapını çaldı Aşk. Ne yaparsın? Kaçar mısın ondan? Her zaman peşinde olduğunu bilmeden. Unutmaya mı çalışırsın yoksa? Ona verdiğin değer, sevgi öyle büyüktür ki, Ne yaparsan yap unutamazsın. Ya da en iyisi olan seçenek: Aşka karşı cesur olacaksın. Bırak o seni kovalayacağına sen onu kovala. Bak gör o zaman hayat daha eğlenceli bir hâl alacak. Sevdiğinin peşinden koşmak, onu elde etme çabaları o an için sana öyle eğlenceli gelecek ki... Herşeyi unutacaksın. Ve bu oyunun, bu kovalamacanın da bir sonucu olacak.
Sonuç olarak ya bu oyunu kazanıp belirli bir müddet mutlu olacaksın, Ya da kaybedeceksin. O acıyı tadacaksın, üzüleceksin, belki ağlayıp depresyona gireceksin. Bu hayatta herşey var. İlla ki mutlu olacaksın diye bir kaide yok. Kaybedebilirsin. Ama bir oyunun Son bulduğu, hayatın bittiği anlamına gelmez, değil mi?
Ne olursa olsun pes etme. Daima devam et. Elbette ki sende mutluluğu tadacaksın. Nasıl üzüldüysen öyle de mutlu olacaksın. Yoluna bak. Bir kişiye kördüğümle bağlanıp onsuz yaşayamayacağını düşünme. Hayat onsuz da devam eder, her türlü devam eder. Mutlu da olacaksın. Ama sanma ki mutlu olunca mutluluğun kalıcı, sonsuza kadar sürecek... Asla. Asla böyle birşey olmayacak. Sonuna kadar sürecek bir oyun bu. Ve her turda ya kazanıp mutluluğu, ya da kaybedip üzüntüyü yaşayacaksın. Hayatın kanunu bu. Aşktan vazgeçme ve hep devam et. Hayatının gerçek aşkını bul ve mutlu yaşa. Peki sen neyi bekliyorsun? Hayat acımasız, bekletmeye gelmez. Bekleme, erken yol al. Hayat kısa...