Hayat bazen seçim hakkı bırakmaz insana. ''Olduğu gibi'' der. Seçtiğin ne olursa olsun, aklın hep seçmediğinde kalır. ''Acaba öyle olsa böyle olur muydu ? , Acaba onunla mı adımlarımı daha sağlam atardım'' gibisinden. Hayat öyle bir şeydir ki senin mutluluğunu senden çok istediği halde önüne karışık yollar sunar. Ve bunun en düzgün olanı en karmaşık olanıdır aslında. Ne adım atabilirsin ileriye doğru, ne de geri dönmek için çaba sarfedersin. Hayat böyledir işte. karmaşık, zor, yorucu, büyük sorumluluk. Birgün gözlerini kapatıp düşündüğünde aslında herşeyin kolay olduğunu fark edersin. Çünkü senin hayatında zor diye birşey yoktur. Sen acıya dayanıklısındır. Güçlüsündür. Etrafına bunu göstermiş olursun. Kandırırsın. Hatta kendini bile. Ama hayatı hiç bir zaman mutluyum diye kandıramazsın. Unutma küçüğüm; çünkü hayat senden çok çook daha olgundur.
Seni seven birinin olması çok güzel.
Senin sevdiğin birinin seni sevmesinden bahsetmiyorum bile. Sizin hiç gülmekten konuşamadığınız bir erkek arkadaşınız oldu mu? Umarım olmuştur.
Çünkü o, “çok gülersen çok ağlarsın” cümlesini yalanlayan tek kişi.
Ona “başım çok ağrıyor, moralim çok bozuk” cümlesini kurduktan 1 dakika sonra yerlere yatarak güldüğümü hatırlıyorum.
Başkaları için hıçkıra hıçkıra döktüğüm tüm gözyaşlarına inat gibi girdi hayatıma. Şimdi sadece mutluluktan ağlayabiliyorum.
Şimdi, mutluluğun sadece “onun yanımda olması” demek olduğunu anlayabiliyorum.
Ve ben ilk defa bir şeyden, onu kaybetmekten korkuyorum.