Hayatı boyunca mutlu olmak için sürekli bir çaba harcar insan.Peki nedir bu mutluluk savaşı?
Para kazanmak,başarılı olmak,sağlık ,huzur ve daha pek çok sey için kendimizi tüketir dururuzHayatımız hep mükemmel olsun,daha çok kazanalım, hep yükselelim,büyük başarıların altına imza atalım.Holdingler,gökdelenler, hırslar,rekabetler ve daha neler neler....
Bu oyun bir kar topu yumağı gibi büdükçe büyür.
Oysa hayatımızda elbette dalgalar olacak.Fırtınalar kopacak.Bazen mutluluktan uçmuş gibi hissederiz kendimizi ,bazende en dibi görüp alabora oluruz.
Ağlamadan gülmenin ne olduğunu bilemeyiz.
Hastalanmadan sağlıgın ne kadar kıymetli oldugunun farkına varamayız.Acı olmadan tatlının tadına varamayız.Hayatımız birbirini tamamlayan parçalardan oluşan bir puzzle gibidir.
Bir film izliyorsunuz.Ama senaryo baştan sona mükemmel,sorunsuz. Entrika yok,heyecan yok,acı yok .Her sahnesi mutlulukla geçiyor.Böyle bir filmi herhalde kimse izlemez.Sizcede çok sıkıcı olmaz mı?
Bizi büyüleyen,ekrana kitleyen filmin heyecanı degil mi?
Hayatta böyle bir şey işte.Hersey yolunda giden,hicbir sıkıntısı olmayan mükemmel bir hayatda galiba sıkıcı olur.
Hayatta herşeyin bir zıttı vardır.Tıpkı yaşamla ölüm gibi
Monitörün hayat cizgisi dümdüz olduğunda
herşey son bulur.Oysa yaşadığımız sürece o çizgi hep inişli cıkışlıdır.
Gülistan Gümüş