Sanki her şeyi bırakmış gibiyim anne.
Kendimi bile...
Sürekli aynı koşuşturmalar,
Aynı cümleleri sarf etmek,
Aynı otobüs durağında bekleyip aynı otobüse binmek.
Her sabah aynı saatte uyanıp,
Fırından sıcacık ekmek almak
Ve demini almış siyah sudan içmek...
Uçan kuşları seyretmek nazlı gökyüzünde.
Bulutların dansına şahitlik etmek.
Şimdi diyeceksin ki
'Yaşamak bu işte'
Yaşamak bu değil anne!
Sana çok yanlış öğretmişler yaşamayı.
Sen de bana...
Yaşamak hayattan zevk almakla olur.
Yaşamak sevdiklerinin yanında olması ile olur yalnızlıkla değil.
Yaşamak hep acıyı hissederek değil tatlılığına da şahit etmekle olur.
Oysa ben kendimi kaybettiğim karanlığın içinde bir mum ışığına muhtacım.
Ben zehrini yudumluyorum hayatın.
O dansına şahit ettiğim bulutlar kadar bile benden daha mutlu.
Ve kuşlar...
Parsel parsel satın almışlar gökyüzünü kanatlarını özgürce çırpa bilmek için
Benim ise dünya yüzünde bir avuç toprağa hakimiyetim yok.
Hayat bu değil anne.
Bu bildiğin hayat'sızlık.