Hayata olan öfkemi yenebilecek miyim acaba bir gün? Hep mi zorundan olur, hep mi can yakanından… Ben bazı şeyleri aşamıyorum , herkesleşemiyorum. Kırılıyorum, öfkeleniyorum sonra yıllarca o duygunun dışına çıkamıyorum. Kendimden yoruldum! Bu kadar zor olmamalıydı beni anlamak ya. Hep mi yangında ilk vazgeçilen olur bir insan…
Bu insanların hiç biri annen değil Zahide. Bitmeyen hesabın onlarla değil. Onlara inatla seni kırma yetkisini de senden esirgeneni başkasına altın tepside sunma yetkisini de sen veriyorsun güzelim.Sonra oturup hep aynı senaryonun seyircisi oluyorsun. İş işten geçtikten sonra gelen silik bir keşke cümlesi de içine sinek düşmüş çorbaya benziyor. İç içebilirsen. Yirmi küsür sene sonra anne olmaya gelen gibi. İnsanları da kendini de sınama artık güzelim. Neysen osun. Kırılgansın, hatta paramparçasın o yüzden keskinsin . Anlayanın olur mu bilmem. Ama sen kendini anlamak zorundasın, dinlemek zorundasın, sevmek zorundasın…