Hayır Diyebilmenin Önemi ↓

Çoğu zaman bunun bir yetenek olduğunu düşünürüm, çünkü çoğu insana baktığımda hayır diyemediği için, aslında yapmak istemediği işleri yapmak zorunda kalıyor. Bu kimi zaman gitmek istemediği bir yere gitmek yada vermek istemediği şeyi vermek gibi.

Öncelikle yazıma başlamadan önce çok çok uzun zamandır yazı yazamadığımı farkettim, bunun sebebi kesinlikle yazacak şey bulamamaktan değil, yoğunluktan kaynaklı bir durum ve her ne kadar yazı yazamasamda Sözümoki'de (gerek arka planında kod - uygulama geliştirerek, gerek de ön kısımda paylaşımları takip ederek) mümkün oldukça vakit geçiriyorum. Konuya dönecek olursak, "Hayır Diyebilmenin Önemi" konusunda oldukça yaygın bilinen Steve Jobs'un, Apple'a geri döndüğünde yaşadığı durumdur, bilmeyenler olur belki diye bir hatırlatma yapayım, Steve Jobs kurucusu olduğu Apple'dan gönderildiğinde, #Pixar'ı kurar ve Apple batmaya başlar, Apple bir sürü CEO değiştirir ama kimse başarılı olamaz derken, #Apple, Pixar'ı satın alır ve Steve şirketin yeni CEO'su olarak geri döner, dönmesiyle bir bakar ki; mühendisler 1700 den fazla ürün ve iş ile uğraşıyor, ilk yaptığı şey bunlara hayır demek olur ve 7 iş etrafında bütün mühendisleri toparlar, bir konuşmasında şöyle der Steve; "Gerektiğinde Hayır diyebilmek, başarının anahtarıdır" bunu hayatına şiar edinmiş olan Steve konuşmasında, o gün geldiğinde "projelere hayır" diyebilmek en önemli icraatlarımdan biriydi der.

Bu hayır diyememek yetiştirilme tarzımızdan kaynaklanıyor olabilir, yada mensubu olduğumuz dinden ötürü, ki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hayatında hiç "#Hayır" demediği bize söylenmiştir veya devenin üzerindeyken elindeki yere düştüğünde bile kimseden istemez, inip onu kendi alır diye söylenir. Bu sebepten dolayı hayır diyemiyor olabilir miyiz?

Belki de kaybetme korkumuz vardır, o rakama çalışmak istemediğimiz bir maaşa çalışıyor olabiliriz, o işte muhtaç olduğumuzu düşünüyoruzdur. #Rızk konusunda 80'e yakın korku duyulmaması bize söylenmişken, neyin zorunluluğu durumu bu. Bu da bizi şimdi iş beğenmeme düşüncesine götürür ama oraya hiç girmeyelim, konudan konuya zıplamak olmasın, bu iş beğenmeme ile ilgili daha önce İş Hayatında Karşılaşılan Zorluklar, İşçi ve İşveren İlişkisi başlıklı yazımda kısmen değinmiştim, bizde peygamberimizin söyledikleri ve yaptıklarından işimize geleni almak gibi bir huy var :) bende dahil, hepimizde var bu, sizi tenkit etmiyorum. Söylemek istediğim şey ise mevcut şartları sevmek, bir bakıma isyan etmemek ve durumu lehimize çevirmektir.

Geldik tekrardan "Hayır" diyememeye. Bir kitapta şöyle bir ifade vardı; "Başarının tanımı bir çok şekilde yapılabilir ama başarısızlığın tanımı çok basittir, o da; istediğini elde edememektir" bu açıdan bakıldığında, o cümlenin olumlu kısmını görerek başarının ne denli farklı tanımlarının olduğuna dikkat kesilir oldum ve başarının tanımının ilk 10 maddesine "Hayır Diyebilmenin Önemini" koymuş durumdayım.

Belki de bu bir doğa üstü güçtür :) Doğa üstü olup olmadığını bilemem ama şundan eminimki, bu bir yetenek. Şuna da değinelim, hayır demenin üslubunu bilmek lazım, hayır diyebilmek bir sanattır, kalp kırmamak lazım, hayır deyip geçmemek lazım, yazı uzadı biliyorum ama bununla ilgili hemen kısa bir hikaye anlatıp bitiriyorum. Nasıl söylediğin önemli derler ya; bir gün kral #rüya görür ve gördüğü rüyanın tabir edilmesi için derviş çağrılır. Derviş, tabiri yaptığında, kralın çok uzun yaşayacağını ama çoluk çocuğunun ondan önce öleceğini ve bunları hep göreceğini, kralın da bunlara şahit olacağını söyler.

Kralın bu duruma canı sıkılır ve dervişin boynunu vurdurur. #Derviş ölür. Tüm bu olan bitenlerden habersiz başka bir dervişin çağrılmasını ister ve aynı rüyayı yeni dervişe anlatır. Derviş, krala, çok uzun yaşayacağını, yeni çocuklarının olduğunu, onların doğup büyüdüğünü, halkının çok güzel mevsimler yaşayacağını ama çok da öyle aman aman sıkıntısız bir hayatının olmayacağını, bazılarının ölebileceğini ama düğünler, eğlenceler, oyunlar olacağını ve bol bol güzelliklerin yaşayacağını anlatır.

#Kral bu tabiri çok sever ve dervişe bir kese altın verir. Rüya özünde kralın çok uzun yıllar yaşayacağı ile ilgilidir ve iki dervişte bunu farklı şekilde söyler. Yani uzun lafın kısası, ne söylediğinden çok nasıl söylediğin daha önemli aslında. Bu konu başlı başına ayrı bir yazı konusu olabilir, belki onu da başka bir yazıda ele alırız.

Yazıyı buraya kadar sabırla okuduysanız şayet, görüş bildirirseniz çok sevinirim, yorum olur, beğeni olur, favorilere eklemek olur, etkileşim olsun da nasıl olursa olsun :). Çünkü çok çok uzak olmayan bir gelecekte, etkileşimi diğer paylaşımlardan fazla olan paylaşımlar için planlarımız var. Size de #ipucu vermiş olurum (yani buraya kadar okudunuz olsun o kadar değil mi :) )

Esenlikler dilerim.