Umut ve umutsuzluk öyle bir şey ki,
Umut; seni hayata bağlarken,
Umutsuzluk; ruhunu diri diri toprağa gömer.
Bâzen güneş doğmadan uyuyamam.
Sanki tüm kötülükler sabahına yok olurmuş gibi.
Açar camı kollarım.
Şehrin eşsiz kokularını.
Islak ormanların güzellikleri gibi.
En azından öyle hissederim, betondan kaplı çiçekleri.
En azından öyle hissederim, betondan kaplı çiçekleri.
Geceleri açmak istemeyen,
Bir o kadar da yârını bekleyen umut dolu yaprakları.
Sanki sabah olmadan gün başlamayacak,
Bütün kokularını saçmayacak etrafına,
Hiç bir kötülük dokunmasın diye.
Ve aydınlandığında etraf,
Gözleri arayacak papatyadan kopan yaprakları.
Yağmur yağsa diyecek,
Gönlüne yağandan değil ama.
Sırılsıklam olana kadar, çiçeklerin açmasını beklemek için.
Ve bir umutla doğan o güne,
İçine yağan yağmurların, dışarı akması için
duâ edecek seher vakti ömrüne.