Herkes mutsuzluktan bahsetmiş. Bu mudur bütün sıkıntınız? Gerçekten hayat karşısında sizi yenik düşüren tek şey bir erkeğin veya bir kadının gidişi mi? Dünya nüfusunun geri kalanını sadece bir insan yüzünden görmezden mi geleceksiniz?
Sizden bağımsız fakat sizi ilgilendirmesi gereken mühim hayatlar var. Örneğin bir çocuk bugün sizin gibi uyanamadı. Eceliyle de yapmadı bunu. Kim bilir şu an hangi kahpe kurşun isabet etti de hiç suçu olmayan bir cenaze kalktı rafa.
Herkes büyük aptal. Ne hayatlar var ıska geçtiğiniz. Düşünsenize siz bir insan için sıcacık yatağınızda bir sağa bir sola dönerken bir yerlerde evi olmayan insanlar var. Sokakta titreyerek can veren, yahut son anlarını yaz mevsimini beklemekle geçiren insanlar. Ama bundan sizene değilmi... Sizin Ayşeniz yok, sizin Ahmetiniz yok, sizin sevdiğiniz insan sizi terketmiş ve yanmış dünya.
Birbirini anlamayan bir yığın insan topluluğusunuz. Yazılan çizilen şeyleri okuyorum da bütün hayatınızı bir insana bağlamış geçinip gidiyorsunuz. Size aşık olmayın, aşktan bahsetmeyin demiyorum. Sadece aptal olmayın diyorum. Şimdi diyeceksiniz ki; "Biz mi kurtaracağız dünyayı" En bulaşıcı hastalık bencilliktir. Belki sen kurtarmayacaksın ama bir kıvılcım çakacaksın, ardından gelen bir insan senin kıvılcımından ne yangınlar çıkaracak...
Gönlünüzü kapatıp gözünüzü açın. Beterin beteri olmaya giden Türkiye toplumunun bir parçası olmak yerine çabalayın biraz. Çabalayın ki yaşadığınız bu hayat boşuna gitmesin. "Aşk" konulu şiir ve denemelerinizin yanına "İnsanlık" konusunu eklerseniz sizden ve aşkınızdan bir şey götürmez. Aksine kazandığınız şeyi basit bir sevgili bile sunamaz.
"İnsanlığınızı es geçmeyin."