Herkesleşemiyorum.
Siz, her kimseniz, ben;
Sizden olamıyorum.
Sorgulamıyorum.
Gidiyor hayat;
Freni patlak bir araç!
Yahut, eski ve emektar bir bisiklet;
Çevirdiğim pedallar, zinciri atması için tetikler.
Patlak lastik, bozuk vites, atık zincir, o ki; yola layık değil.
Anlayacağınız, yokuşlar var her yanda.
O kişiler ki, Kaf Dağı'nın yamaçlarında,
Peki, ben? O yokuşların, uzağının da uzağında.
* * *
Kimseleşemiyorum.
Siz, her kimseniz, ben;
Sizden olamıyorum.
Birileri var, terk edilmiş hayat sokağında ışıl ışıl,
Uçsuz göklerde yıldız gibi pırıl pırıl; gecelere ay, günlere çağma,
Kışlara yaz... İnsanlığa, insanlık olsun diye dikilen anıtlar!
Ancak sokaklar loş, çöplerin peşinde köpekler sarhoş.
Ağızlarda salyalar, münasebetsizlik yüzlerden yansıyan;
Gayesizlik çölünde insanlar mana suyuna tok...
* * *
Fakat benleşemiyorum.
Ben, her kimse'm;
Ben kalamıyorum.
Sabah olur, güneş alır yerini; gece olur, güneş aya bırakır görevini,
Karınca yüklenir yükü, ağaç meyve verir, insan yapar işini;
Peki, ben? Dünya sigortasının atık şalteri.
Pek tabi, sorguluyorum, gidiyor hayat; freni patlak bir araç!
Yokuşlar aşağı, Berat çapraşık;
Akıl zinciri atık.
Yani, herkes herkesleşsin; alakadar değilim.
Sıyrılmış yayından ''ben'' gafili;
Herkes kimse, ben? Kimse değilim.