6 aylık bir mevzu hikayemin başı, bundan 6 ay önce doğum günümde katilime ilk sohbetimi yapmıştım.. Hayatımın en berbat günüydü, iğrenç bir anne varlığından bihaber bir babanın tek çocuğuydum. Doğum günüm benim içimdeki tüm inançların öldüğü gün olmuştu, aile bağları denen şey aptal bir düzmeceydi benim o kadın ve o adamla kandan başka hiç bir bağım olamazdı. Her neyse, kalbim kırık, başım ağrılıydı internete girdim tweettere.. Mesaj kutusundaki ışığı gördüm açtım mesaj ondandı, adamımdan, herşeyim olan tek kişiden.. "Doğum Günün Kutlu Olsun Ufaklık" şaşırdım. Tweetterde kutlayan bir kaç arkadaşımdan görmüş doğum günüm olduğunu.. Teşekkür ettim.. Doğum günümde neden evde vakit geçirdiğimi falan sordu, o olgun biriydi sıkıntımı daha ben anlatmadan anladı.. Sonraları sürekli konuşur olduk, o kadar güzel şeylerden bahsediyordu ki yaşadığım iğrenç hayattan alıp başka bir dünyaya sürüklüyordu beni.. Bana yaşama sevincini aşılıyordu, mutluluğunu herşeyini anlatıyodu sabahlara kadar konuşuyorduk dünyanın en mutlu insanıydım, 18 yıldır yaşadığım boktan hayatın ödülü o idi.. Telefonda, kamerada sürekli görüşür olduk ben onda farklıydım biliyorum, ses tonu kadar güzel bir şarkı duymamıştım ben hiç, yüzü o kadar güzeldi ki esmerdi benim harikam oydu.. En güzel tarafım oydu, mutlu edebilen tek şey oydu. Bu yaşıma kadar aşk denen şeyin varlığına inanmazdım o benim inançlarım oldu, kaybettiklerimi verdi bana. Bir gece o müthiş ses tonu bana dedi ki "seni çok seviyorum" mutluluktan öldüğümü sandım bir an kendime geldiğimde o konuşmaya devam ediyordu "... Aramızdaki farklılıkların yaşın yaşadığımız farklı şehirlerin bir önemi yok, sen bana engeller içindeki engelsizliği yaşattın düşüncelerimden çıkmaz oldun, nefesini merak ettiğim tek kişi oldun, ellerini yüzümde hissetmek istediğim birine dönüştüm, varlığın 30 yıllık yaşamımın en güzel hediyesi." konuşamadım böyle konuşmalar nasıl yapılır bilmiyordum.. Bilmediğimi biliyordu.. Sadece "Ben de seni çok seviyorum" diyebildim güldü, "şimdi karşımda olsaydın seni utanan yerlerinden sarmalar, canıma katardım" evet unutmuyorum onun bana söylediği tek bir kelimeyi bile unutmuyorum, nefes alıp verişi dünyanın en güzel melodisi gibi kulağımda hep.. Beni sokak ortasında kahkahalara boğuşları.. Ben nasıl unutabilirim ki.. Unutmayacağım iki şey daha var sonradan öğrendiğim.. Karısı ve oğlu..