HİNDİSTAN BİR BAŞKA ÜLKE...

Sinema filmlerinden yola çıkarak hayalini kurmaya başladığım bir ülke haline geldi Hindistan. İzlediğim belgeseller olsun , edindiğim bilgiler olsun bu ülkeye karşı olan merakım gün geçtikçe de çoğaldı. Kimsenin gezmek için pek tavsiye etmediği bir yer gibi görünse de bu ülkeyi gezme konusunda kararlıyım. Eğer sizde sinirlerim çevik gibi, enteresan bir yer görmek istiyorum, pis yemeklerden iğrenmem ve bünyem hastalıklara karşı gayet dirençli diyorsanız gelin birlikte gezelim :) Az da olsa kendi doğrularınızı bir kenara bırakırsanız bence eğlenceli bir gezi turu olabilir diye düşünüyorum. Çünkü kafanızı çevirdiğiniz her noktada gördükleriniz karşısında zorlanabilirsiniz.

Ülke nüfusuna baktığımızda Asya ülkeleri arasında Çin'den sonra ikinci sırada kendini gösteriyor. 1.200 milyarı geçkin bir nüfusa sahip ve ortalama 300-400 kadar dil ve lehçe kullanılıyor. Bunlardan Hintçe ve İngilizce ana dil olarak görülmektedir. Fakat İngilizce çok fazla kullanılmıyor. Belli bölgelerde yer alıyor.

Hindistan zamanında ciddi anlamda önemli bir yapıya sahipti ve çok verimli toprakları vardı. İngiltere bu yüzden bu ülkeyi hiçbir zaman kaybetmek istemedi. Her ne kadar sömürülmüş olsa da ülke bağımsızlığını kazandıktan sonra hızla büyümeye başladı. Ben baktığımda Hindistan'ı gerçek anlamda güçlü bir ülke olarak görüyorum. Evet gerek dini inançları olsun, gerek yaşam tarzı olsun geri kalmış ülkeler arasında yerini şiddetli bir şekilde korumakta. Belki geri kalmışlığın yanında çok büyük bir fakirlikte söz konusu ama sizde biraz araştırsanız bu ülkenin ciddi bir sömürge sonrasında ayakta kalmış olduğunu göreceksiniz. Ülkeye pek bir şey bırakmamışlar zamanında. Şu zamanda bakıldığında hala devam eden verim kaynakları elbette var ama onlarında maalesef çoğu batıya gidiyor. Ülke genelinde işsizlik, yaşlıların çoğunluğu, evsizlerin buraya yerleşmiş olması, aç çocuklar, milyarı aşkın nüfus ve az maaş gibi sorunlarını birleştirdiğiniz zaman ülke durumu zaten apaçık kendini belli ediyor.

Şayet buranın koşulları size zor gelmezde deli de bir düşünceyle Hindistan'da yaşama planınız olursa :) gerçekten çok ucuz bir yer. Yaklaşık olarak hesaplamalarıma göre 1 yıllık süre içerisinde harcayacağınız toplam tutar 4 milyarı geçmeyecektir. Yemekleri, kalacak yerleri, giysiler yani kısacası her şey çok uygun görünüyor. Belki bu kulağa çok güzel gibi gelebilir ama yaşam standartlarını göz önüne aldığınız zaman bu ülkenin ne kadar aşağılarda olduğunu da rahatlıkla anlayabilirsiniz. Bu fakirlikte bile ben ne zaman bir
film ya da belgesel izlesem, röportaj dinlesem insanların yüzü her daim gülüyor. Bu neşenin kaynağını da ayrıca merak ediyorum doğrusu :) Belki de bu neşelerini müziğe bağlayabiliriz.

Hindistan'da müziğin insanlar için ayrı bir yeri var. Filmlerinde de anlaşılacağı gibi sürekli dans edip şarkı söylüyorlar. Bunun asıl amacı insanları eğlendirmek ve mutlu etmek. Bende bu merak konusu olmuştu ama biraz araştırdığımda müzik ülkedeki insanlar için özellikle kızlar için umut kaynağı, çıkış kapısı haline gelmiş. Hindistan'da çok fazla müzik okulu var. Burada özellikle kızlar dans için özel eğitim alarak Bollywood filmlerinde müzik eşliğinde kendilerini kurtarabiliyor. Bu sayede hem kendilerini geliştiriyor hem az da olsa para kazanıyor ve bir dala tutunmuş oluyorlar. Evlilik, mutsuzluk ve işe yaramama gibi durumlardan da kendilerini uzaklaştırmış oluyorlar.

Bakıldığında yine bu ülkede enteresan gelebilecek gelenekler de mevcut. Bunlardan en dikkatimi çekenleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Mesela intihar meselesi...Hindistan'da ki en dikkat çekici durum bana göre. İntihar bu ülke de günah olarak kabul edilmiyor. Aksine taktir edilen bir durum ve eylem olarak nitelendiriliyor. İntihar edecek kişi 3 gün öncesinde oruç tutmaya başlıyor. Sonrasında intihar etmek istiyorsa, suda boğulmak, trenin önüne oturmak,ateşe atlamak gibi bir ölüm seçilerek dileğini gerçekleştiriyor.
Bir başka gelenek 7 yaşını dolduran her kız çocuklarının köpeklerle evlendirilmesi. Kız gerçek bir evlilik yapıncaya kadar bu köpekler tarafından korunuyor diye düşünüyorlar. Bunların yanı sıra kurbağaların da evlendirilmesi çok enteresan açıkçası. Bu bir inanış mı desem yoksa gelenek mi desem bilemiyorum ama sizde benim gibi çok absürt bulabilirsiniz. Bu evlilik sırasında yapılan töreni Yağmur Tanrısının isteği üzerine yaptıklarını savunuyorlar. Ve...çocukları yüksekten atmak. Özellikle bu inanış Müslüman kesimde daha fazla uygulanıyor. Çocuklarını yüksekten atarak onların daha
sağlıklı olabileceklerine inanıyorlar. Yahu çocuk yüksekten atılır mı? Türkiye'de çocuk yüksekten düşse insanlar deliye dönüyor. Siz nasıl bir uygulama içindesiniz gerçekten çözemiyorum. Son olarak da Drahoma dedikleri bir gelenek var. Türkiye'de her ne kadar şimdiki zamanda fazla olmasa da başlık parası durumu bizdekinin tam tersi. Hindistan'da evlenirken erkek değil de kız tarafı erkeğin ailesine para ödüyor. Bu nedenle orada bulunan aileler genelde kız çocuklarının olmasını pek istemezler.Bunlar gibi çok fazla şey sayılabilir. Hindistan bu konuda kendini aşmış durumda diye düşünüyorum. Çok aşırı geleneklerine bağlı tuhaf bir ülke. Kısacası fazla derine indiğimizde sayılabilecek daha nice şeyler çıkıyor Hindistan hakkında...
Bize her ne kadar ilginç hatta yer yer iğrenç gelen durumlar olsa da sanırım ülkenin bu durumda olma sebebini ben tamamen geçmişlerine bağlıyorum.

Canı gönülden diliyorum ki ben bir gün bu ülkeyi gezmek istiyorum.Umarım giderim ve fırsatım olursa inşAllah daha detaylı gördüklerimi anlatmak isterim. Hayat bizi nereye götürür bilemem ama Hindistan'ı iyi yerlere götürsün diye umut ediyorum. Genel olarak sizde bir araştırma yaparsanız
aslında gerçekten iyi bir eğitim alınsa ne cevherler çıkar,ülke ne hale gelir tahmin edemiyorum. Çünkü teknoloji konusunda dünya çapında bakıldığında en bilgili insanlar yine Hindistan'dan çıkıyor. Teknoloji üniversitesi yine sayılı okullardan biri olarak yerini almış durumda. Başta Amerika olmak üzere bir çok teknoloji ülkesine ihracat yapıyor Hindistan. İşte bunlara dayanarak diyorum ki bence ülkenin başarı analizi gerçekten yüksek. Umarım bu ilerleyiş kısa zamanda onlara farklı bir boyut kazandırır. Batıda onlar sayesinde zengin olan halk akşam saatinde mesai bitirip sokaklara akarak hayatlarını yaşarken bu imkanı zamanında ona sağlamış olan diğer insanların tarla sürmeye devam etmeleri üzücü bir durum. Burada yaşayan insanlar şafak vaktinde çalışmaya başlayarak ay tam tepeye yerleşince iş bırakıyorsa bence emeklerinin karşılığını bir gün mutlaka görecektir. Bu fakirlikten kurtulacaktır diye.... Diliyorum !