Kıymetli Hocam ;
Bir hüzün bulutu duruyor ülkemin üzerinde. Güneş her gün doğuyor ama aydınlatmıyor yüreğimizi. Yağan her yağmur silemiyor beklediğimiz caddelerde ki mağduriyeti.Bizi hazırladığınız , öngörülerinizle bize anlattığınız yarınları yaşıyoruz şimdi. Yapılanların büyük bir haksızlık olduğunu biliyoruz , ama siz de bize güllerle kaplı bir yol vaadetmediniz. Zoru bilerek , meselenin bilincinde olarak hazırlandık bu günlere.
Gelen her Cuma günü yüreğimizde ki hüznü arttırsada , Yusuf suresi ve tefsirinin verdiği aydınlık ferahlatıyor yüreğimizi . Vakfımızın önünden geçerken ne kadar duygulansakta , cıva gibi olan bizlerin gözyaşları , sizin Peygamberi dik duruşunuz uyandırıyor yüreklerde uyuyan vicdan bekçisini...
Bir çok kimse uyanmaya başladı .
22 Nisan forum programında ;
"Bu olaylarla bir çok kimse bazı şeylerin farkına vardı. Eğer uyanmalar devam edecekse biz bu yolun çilesini çekmeye razı olmalı , dayak yiyenlere üzülmemeliyiz" demiştiniz.
Tıpkı o zaman uyananlar olduğu gibi , bu zamanda uyananlar var. Ama hâlâ uyuyanların sayısı çok daha fazla. Biz biliyoruz. Bir gün uyanacaklar . Ama bir gürültü lazım asrın insanlarına. Bedel ödemek gerekiyor. Bizler buna hazırız. İnsanlar kurtulsunlar karanlıktan , aydınlansınlar islamın ışığıyla biz bu çağa meşale oluruz hocam.
Mektubunuzda ;
Mevlâna'nın sözünü bizimle paylaşmışsınız. Evet ! Ayaklarımızı kırdılar , yollarımızı kapattılar ama Rabbim bize kanat verdiğinde gökyüzünü mühürleyemeyecekler. Ve her ne kadar ortak havalandırma hakkınızı kısıtlasalar da , doğru yolda olmanın verdiği ferahlığı kısıtlayamayacaklar yüreğinizde.
Senenin başında bizimle Mısırdaki programınızı paylaşmıştınız . Yatsı namazından sonra bir kaç saat uyuyup , sabahlara kadar kitap okuduğunuzu söylemiştiniz.Ve yine mektubunuzda ; okumaya ve zikre hassasiyet göstermemiz gerektiğini belirtmişsiniz.
Bu süreç büyüttü bizi hocam.
İki günde okuduğumuz bir kitabın yerini şimdi bir günde okunan iki kitaplar aldı. Senenin başından beri kıldığımız teheccüd namazları bu dönemde anlam kazandı , bize benzin görevi gördü.
Bina mühürlendiğinden beri bir kuş ötüyormuş binanın üzerinde .Caddede ki esnaflar , " burada ki hoca gittiğinden beri bu kuş her gün burada ötüyor" demişler. Kuşlara bile hüzün oldu yokluğun hocam. Madden yanımızda olmasanızda konuşmalarınız bizimle. Bize her şeyi anlatmış , anlatmadık mesele bırakmamışsınız hocam.
Herkes uyurken uyanık kalmak ne kadar yorar insanı ?
Uykusuz kalsada gözlerin , uyanmadan insanlık , kapatamazsın gözünü.
Her an ,
Her an su vuracaksın yüzüne, gönlüne ...
Delilik diyecekler adına ,
Uçurum bu yol , giden düşüyor diyecekler,
Ama asla sapmayacağız yolumuzdan.
Aptal olmaktansa ,
Davanın delisi olmayı tercih etmişiz hepimiz.
Elli deli kadın , elli deli erkek lazım diyen hocamızın sözüne iştirak etmişiz.
Adandık bu yola.
Dualarımızda sebat istiyoruz ,
Sağlamlık istiyoruz Rabbimizden.
Yolumuzda ki taşlar hiç eksilmiyor ,
Engel olacak şeyler mutlaka yenileniyor.
Bazen kendi yüreğimiz engel oluyor bize.
Çıkarıp atmak geliyor içimizden kalbimizi bu yolda engel olmasın diye.
Biz böyle adandık...
Engel olmasın diye insanlar,
Kalbimizi koyduk davanın gediğine..
Biliyorum hocam edebiyattan pek hoşlanmazsınız. Ama bunları edebiyat yapmanın aksine sâfi duygularımla yazıyorum.
Son olarak ;
Hocam sen bizi bize bırakmayansın. Elbet biz de seni yalnız bırakmayacağız.
Gön: Ayşenur YAŞAR
Alc: Alparslan KUYTUL
Bolu F Tipi Kapalı Ceza Ve İnfaz Kurumu