Bir ayrılık akşamıydı işte...
Hava çok soğuktu,
Karla kaplıydı bütün şehir,
Evlerinin hemen altındaki parkta
Onun penceresi manzaralı bir banka oturmuş
Ağlıyordum...
Üşüyordum...
Saat hüznü kaç geçiyordu hatırlamıyorum ama
Daha ayrılalı birkaç dakika olmuştu galiba
Eski günleri hatırlıyor, ağlıyordum.
Yarının hayali yoktu o anda,
Sadece dünleri hayal ediyordum,
Eski günleri...
Hava çok soğuktu üşüyordum
En son ona mesaj yazıyordum
Hatırlıyorum
’Parktayım, son kez göreyim seni’ demiştim.
Yolladım mı yollamadım mı bilmiyorum
Sabah telsiz seslerini duydum
Polisler, insanlar toplanmıştı başıma,
Ayağa kalkmak istedim, kalkamadım.
Sonra ’O’ geldi,
Hatırlıyorum O’ydu...
Ağlıyordu,
Bana sarılmıştı,
Sıcaklığını hissettim,
Ama sarılamadım O’na ben...
O ağladıkça canım yanıyordu,
Susturamadım O’nu,
Konuşamadım...
O’nun hıçkırıkları arasında belli belirsiz sesler duyuyordum
’Gözleri açık gitmiş’ dedi yaşlı bir teyze,
Bir başkası ’Pekte genç yazık’ diyordu,
Arkalardan serseri diyen biri vardı,
Sonra birkaç kişi koluna girip O’nu benden aldı yine,
Ona bakıyordum hala,
Hatırlıyorum,
Üzerime gazete örtüyorlardı,
Yüzümü kapattılar en son,
Ve kayıtlara donarak öldü diye geçti adım...
Bir ayrılık akşamıydı,
Şimdi daha iyi hatırlıyorum,
O’na son kez mesaj yazmıştım
Yollamıştım da...
Ve son kez gördüm O’nu...
Üzgünüm ağlıyordu, susturamadım,
Kayıtlara donarak öldü diye geçti adım
O’na sarılmadan hiç ısınamadım ki ben zaten...
Bunu neden mi anlattım size,
Yerin önemi yok
İster park ister bahçe,
Yaz kışta farketmez,
Ayrılık ölümdür bence...
Ve biliyorum
Burada da benim gibi
O ayrılık akşamından sağ çıkamayan insanlar var,
Bedenen yaşayan
Ama o akşam gözleri açık giden çok insan var,
Ben susmakla yaptım o hatayı,
Giderken susuyordum
Tutup kollarından dur diyemedim
Biliyorum siz de diyemediniz...
Hüzün gözyaşında gizlidir,
Gözyaşı ayrılıkta,