HÜZÜN HUZURUN NAZLI KAPISIDIR
"Hüzün , huzurun nazlı kapısıdır demiş arifler."
Hüzün girmesin , gözyaşı uğramasın , mutluluk terketmesin istiyoruz bizi. Mutluluk hiç terketmiyor (!) ama huzurda hiç teşrif etmiyor günlerimize. Sahte bir mutlulukla sırtına kırbaç vurulurken kahkaha atan bir at misali yaşıyoruz. At dedik diye kimse alınıp bu ne kabalık demesin. Hayatın yükünü yüklenmiş bu insanlara daha kötü şeyler söylemek istemem , kırılır , kabullenmez , konuşmazlar benimle..
Mesela dolu dolu yemek masasının resmini atanların midelerini taşıdıklarını , yeme-içmeye köle olduklarını söylersem , aksini iddia eder hemencecik sustururlar beni.
Sonra minicik etek giyen kız kendisine bakılmasından rahatsızlık duyuyor derim ama hemencecik feminist damarları kabarır bazılarının , konuşamam , lince uğrarım aralarında. Birde hayvan barınaklarından çıkmayan hayvan severlerin neden komşularına bir tabak yemek göndermediğini , neden bir yetimi doyurmadığını , zekat veya sadaka vermediğini sorsam hemen insanlıktan çıkar , doğa düşmanı ilân edilirim...
Ben daha ne diyeyim. Şimdi ceddelerde sarhoş gibi salınanlar mutlu insanlar. Madde bağımlısı mutlu halinden , alkolik genç seviyor içip içip iğrenç bar köşelerinde yığılmayı. Derin dekolteli kızımız yürüdüğü caddede yaptığı bakış mıknatıslığından memnun bir kere , topuk sesiyle aynı anda üç kişi bakabiliyor arkasından. Liseli gençlerimiz vücutlarını deldirmekle , yeni şeyler çizdirmekle meşgul.
Ev hanımımız yöresel lezzetleriyle internette fenomen olmuş. Sesi güzel kızlar şarkı söyleyip dans ediyor ve videoları milyon tıklanıyor. Arkadaş ortamlarında çöp çatanlık yapıp flört partneri ayarlıyanlardan bahsetmeden geçiyorum. Tüm bunlar gayet seyrinde ilerlediğini sandığımız hayatın kesitleri. Bu insanların sahte mutluluğu görülmeye değer. Makyajının akmaması için ağlamayan genç kızlar , ezik görülür diye kuytu köşelerde ağlayan ortaokul çocukları , üzülmeyi kötü olarak anlatan anneler , erkekler ağlamaz , üzülmez diye dayatılan ruhsuz , duygusuz anlayış görülmeye değer. Büyük bir kamyonun egzoz borusundan çıkan simsiyah duman gibi dağılıyor , teneffüs ediliyor birçok şey. Hüzün kavramı yok edildi bugün.
Ağlamak , üzülmek eziklik kabul edildi , huzur da kaybolup uzaklaştı aramızdan. Öyle ki yaşadığı sarhoşluğun verdiği baş ağrısıyla karşılaşmadan ; huzur , mutluluk diye dayatılan şeylerin aslında kendilerini , duygularını , masumiyet ve sevgilerini tahrip ettiğini anlamayacaklar. Anlamayacaklar hüzünlenmeyen kalp uzun yaşamaz . Anlamayacaklar yaşarmayan göz net görmez Anlamayacaklar bu dünya mutlu olunabilecek bir mekan değil , sonunda toprak olunacak bir yerde mutlu olunmaz.
O yüzden "hüzün , huzurun nazlı kapısıdır demiş arifler. "
Hüzün huzurun da , mutluluğun da , yitirdiğimiz cennetin de nazlı kapısıdır.
Hüzün , unuttuğumuz insanlığımızın , arkalara ittiğimiz kulluğun hatırlatıcısıdır.
Hüzün günleri sayılı insanoğluna takdim edilen bu dünya da yaşama aracıdır.
Tüm bunları düşünmüş ve "hüzün , huzurun nazlı kapısıdır demiş arifler "
Hüzün huzurun nazlı kapısıdır...