Merhaba ben hüzün kokan adam.
Nasılsınız. Ben mi ? Ben b*k gibiyim de neyse boş verin de beni siz kendinize bakın.
Aşık olun sevin sevilin yalandan da olsa seni seviyorum diyin hatta onlarda size söylesin. Sonra birden terk edilirseniz de şaşırmayın üzülmeyin de ne üzülcem ya diyin.
Mesela evde televizyon başında portakal soyup film seyredin uyuyun kalkıp dışarı çıkın en yakın arkadaşınızı arayın gelsin yanınıza oda mutlu etsin sizi arkadaşınız geldiğinde Go kart’a gidin sinemaya gidin dilediğince keyif alın. Terk edildiğiz aklınıza bile gelmesin.
Sakın ama sakın ağlamayın üzmeyin kendinizi üzülmeye değmeyecek kadar önemsiz olmalı giden insanlar eğer değer verseydiler size zaten kalırlardı etrafınıza bakının aileniz ve yakın arkadaşlarınız var onlar sizi bırakıp gitmiyor aksine daha sıkı sarılıyorlar.
Neden mi ?
Çünkü nankörüz biz. Hayatımıza birileri girdiği zaman unuturuz en yakın arkadaşlarımızı ve ailemizi onlar zaten hep yanımızda diyip yeni mutluluklara yelken açmaya çalışırız çokta başarılı olamayız elbette başarılı olanlar olacaktır ama oda milyonda bir. Mutluluklar kursağımız da kaldığı zaman buruk döneriz geride kalanların yanına tek kelime edemeden sarılırız bütün her şeyi anlatır o sıra sessizlik gözlerinde ki çaresiz acını bakışların gitmesi için mutlu etme çabaları devreye girer. Bunca mutlu olmaya sebep varken ne üzülcem ya deme zamanı. Sinemada mutluluğunuz oynuyor ve siz portakalınızı soyup izlemeye başlam anızın tam sırası.
Beni soracak olursanız. Beni boş verin ben mutluluğun senaryosunda rol almadım.
Yunus Emre D.