Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
İBRETLIK HIKAYE - Sözümoki
22 Haziran 2021, Salı 21:42 · 1344 Okunma

İBRETLIK HIKAYE

İSTEMEDEN HARAMA BAKTI ve...
BİZ MÜSLÜMANLARA DERS ve İBRET OLMALI

--- Sa'lebe bin Abdurrahman adında genç bir Sahabe vardı. Bir gün yolda giderken, bir evin açık kapısından içeri baktığında, bir kadının yıkandığını gördü (Başka rivayetlerde arkadaşı tarafından davet ediliyor eve girerken o sahneyi görüyor ve sadece banyo yapan kadının SIRT OMZUNDAN AVUÇ İÇİ KADAR GÖRÜP PİŞMAN OLUP ÇIKIYOR). Sonra çok pişman oldu. Medîne'den çıkıp dağda yaşamaya başladı...
- Bir müddet sonra, Resûlullah efendimiz'e (sav) Cebrâil (as) gelip, durumu haber verdi. Peygamber Efendimiz'de (sav) Hz.Ömer ile Selmân-ı Fârisî hz.'lerine onu bulup getirmelerini emretti. Bunun üzerine genci aramaya çıktılar...Dağda bir çoban, onları gencin bulunduğu yere götürdü. Genç, Hz.Ömer'i görünce hemen sordu:

- Resûlullah Efendimiz benim günâhımı biliyor mu?

- Bilmiyorum. Ancak dün seni bulmamız için bizi gönderdi.

- Yâ Ömer, beni Resûlullah Efendimiz namaz kılarken veya Bilâl-i Habeşî ezan okurken içeri götürün!

İstediği gibi hareket ettiler. Resûlullah efendimiz namaz kılarken mescide girdiler. Genç, Resûlullah efendimizin sesini duyunca, hemen bayıldı. Namazdan sonra Peygamber Efendimiz'e (sav) "Sa'lebe'yi getirdik" dediler. O arada o da ayıldı. Resûlullah efendimiz (sav) sordu:

- Yâ Sa'lebe seni benden uzaklaştıran nedir?

- Günâhımdır.

- Sana öğretmedim mi? Allahü teâlâ hatâ ve günâhları bağışlıyor.

- Yâ Resûlallah benim günâhım büyüktür.

Peygamber Efendimiz (sav), Allahü teâlânın rahmetinin çok olduğunu beyân buyurarak, evine gitmesini söyledi... O da gitti. Ancak üzüntüsünden hastalandı. Peygamber Efendimize, gencin durumu bildirildi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav);

- Kalkınız Sa'lebe'ye gidelim, buyurdu.

Evine varınca, Peygamber Efendimiz, gencin başını kucağına aldı. Fakat, genç başını hemen çekti. Resûlullah Efendimiz:

- Niçin başını kucağımdan çektin? buyurunca;

- Yâ Resûlallah o baş sizin mübârek kucağınıza lâyık değildir, dedi.

Sonra Resûlullah Efendimiz (sav) sordu:

- Ne arzû ediyorsun?

- Rabbimin mağfiretini.

- Cebrâil aleyhisselâm şimdi geldi ve "Ey kardeşim, Rabbin sana selâm ediyor ve şâyet kulum yer dolusu hatâ ile bana kavuşursa, ben de onu yer dolusu mağfiret ile karşılarım" buyuruyor, dedi.

Peygamber Efendimiz (sav) bu haberi verir vermez, genç "Allah" diye feryât edip hemen VEFÂT etti.

Cenâze namazından sonra, Peygamber Efendimiz, parmak uçlarına basarak yürüyordu. Sebebi sorulduğunda buyurdu ki:

- Sa'lebe'yi karşılayan meleklerin sayısı o kadar çoktu ki, onların kanadına basmayayım diye bu şekilde yürüyorum...

--- Şahsım olarak Rabbim teâlâ'dan edep isterken bile bize ders olan bu olaydan dolayı utanıyorum...

--- Rabbim teâlâ bizlere böyle bir EDEP ve AHLÂK versin...Âmin

Saygı, sevgi ve muhabbetle...Selâm ve dua ile.
A.D

Ben çok duygulandım, ne dersiniz, okumaya vaktiniz varmı?...
••••••••••
“Virüsten dolayı üç ay dükkanı açamayınca özlemiş herkes, saat üç oldu ve neredeyse dönerim kalmadı.
Kasada paraları sayarken bir çocuk yanaştı.

Abi kaç para dedi. Yarım beş, tam on dedim. Ya çeyrek diye sordu.
Anladım o kadar parası yok, dedim sende ne kadar çıkar?
Saymaya başladı ama hep 5-10 kuruş.
Koy dedim paraları şuraya, sen geç otur masaya. Ustama seslendim:
Yarım olsun, içine her şey konulsun, ayranda verin, azıcıkta tabağa patates ekleyin’’.

Çocuk dönerini yerken küçücük ayaklarına baktım.Çıkarmış ayakkabılarını, ayaklarını birbirine sürtüyor.
Anladım ki üşümüş ısıtmaya çalışıyor.
Bugün çok da yağmur yağıyordu, mubarek kuru yer bırakmıyordu.

Kendime bir çay söyledim, müsaade isteyip yanına çöküverdim.
Ayranı niye açmadın dedim.
-Param yetmez ki abi dedi.
Namaz abdest ile, tavuk döner ayran ile dedim, açıverdim.
İçti ne varsa, bitirdi tabağını da.

Doymadın sen getireyim bir daha ne dersin deyince benim yıllardır aklıma gelmeyen o muhteşem şeyi duydum kulaklarımla:

?Elhamdülillah abi?…

Eeee anlat bakalım nereden geldin, nereye gidiyorsun, niye sokaklarda dolaşıyorsun? Annen-baban ne yapar, evin nerede? diye sordum.Eli ile işaret etti;
-Evimiz orası işte abi dedi.
Benim dükkanın tam karşısında araya sıkışmış eski bir ev vardı.
Ama orası uzun zamandır boştu.
Tabii biz açmayınca dükkanı üç aydır görmemişiz. Bu eve birileri taşınmış.
-Annem işe gitti. Evleri temizleyip gelecek’’ dedi.
Camdan üç gündür beni seyrediyormuş.
Kaç defa söylemiş annesine ama annesi hep olmaz diyormuş.
Para biriktirip yiyeceğim diye kafasına koymuş.
Akşam annesi de birkaç kuruş verince bugünkü tavuk döner hayali ile uyumuş.
Babasını hiç bilmiyormuş.
-Resmi var getireyim mi? dedi.

Kim var şimdi evde dedim.
Kimse yokmuş.
Anahtarı da yokmuş ama kapı kapanmasın diye taş koymuş.

Otur dedim burada.
Çay da ısmarlarım sana.
Annen gelince gidersin.
Hem bak burada iş de çok bana yardım edersin.
Ama önce sana bir ayakkabı alalım, ayaklarını ısıtalım.

Aldım ayakkabasını baktım 33 numara. Vardım az aşağıdaki ayakkabıcıya.
Döndüm dükkana. Giydirdim ayaklarına.
Ama bir sevindi ki yürüyüşü bile değişti vallahi. Küçücük boyu ile masalarda olanları topladı. Neredeyse bize hiç iş bırakmadı.
Bir gözüm onda, bir gözüm karşı tarafta.
Hah tamam annesi de geldi sonunda.
Aldım çocuğu hemen vardım yanına.
-Abla korkma dedim, karşı tarafta dükkan sahibiyim. Bugün bize çok yardım etti senin çocuğun. Müsaade edersen akşama hanımı alıp size gelmek isterim.

Yüzüme bile bakamayan abla, buyurun abi dedi. Eşime telefon ettim. Bizim çocuğun kıyafetlerinden istedim. Akşam olunca vardık eşim ile o ablaya. Konuştuk, dinledikçe hem ağladık hem de huzur bulmuştuk.

Kocasını, çocuğu üç aylık iken kaybetmiş. Aslında onlarda normal bir aileymiş.
Ama hayat onları bu günlere sürüklemiş.
Ev temizleyerek, geçinmeye çalışıyormuş.
Aklı hep evde bıraktığı çocuğunda kalıyormuş. Kimsesi de yokmuş. Ama gerçekten belli. Tek odalı evde, bir çekyat bir de halı vardı yerde.

Bu eve taşınmış kirası çok ucuz diye. Buzdolapsız ev mi olur? Bu çocuk televizyonsuz nasıl geceleri oturur?
Yoktu valla. Bir önceki ev sahibi eşyaları kiraya saymış, ancak öyle bırakmış.

Çıktık evden.Eşim ile arabaya binince göz göze geldik birden.Akıllı telefonlarımızın tuşlarına bastık. Birkaç dostumuza ulaştık.
Biri televizyon, biri buzdolabı ile yola çıkarken, biz de onlara bol bol alışveriş yaptık.

Sabaha çok güzel bir kahvaltı edilsin, akşama da tencerede etleri pişsin. İki saat de her şey oldu. Dolapları doldu. Ben verecektim ama buzdolabını getiren arkadaş elime bir zarf tutuşturdu.
O para da ablamıza birkaç ay umut oldu.

Çıkarken evden bana söz verdi.
Okullar açılıncaya kadar hergün bana yardıma gelecek. Hem tavuk döner yiyebilecek, hem de annesine harçlıklarını götürecek.

Şimdi mutlu ve huzurluyum.
Bu gece rahat uyurum.
Yarında kısmetse dönerimiz şıp şıp akar.
Rızkımızda peşimizden koşar.
Geriye ne kaldı dilimde? Hepsini geçtim de. Karnımı doyurup ayranı içince, "Elhamdulillah"diyeceğim bundan sonra ben de...

İyilik et denize at.
Balık bilmesede Halık (yaratan) bilir.

Ne olur etrafımıza daha dikkatli bakalım.
Ufak dokunuşlar nasılda değiştiriyor muhtaç olan insanların hayatını...

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli...

Rabbim böyle duyarlı insanların sayısını artırsın.
Âmin. Alıntıdır...

CEHENNEMİN_YEDİ_TABAKASI!
1. Kat CEHENNEM: (En hafif olanıdır. Muhammed ümmetinin asileri içindir)
2. Kat SAİR (Hristiyanlar içindir)
3. Kat SAKAR (Yahudiler için yarartılmıştır)
4. Kat CAHİM (Mürtedler ve seytanlar içindir)
5. Kat HUTAME (Ye'cüc-Me'cüc ve kafirleri buradadır)
6. Kat LEZA (Puta tapanlar, ateşe tapanlar ve sihirbazlar için hazırdır)
7. Kat HAVİYE (Mülhitleri, zındıkları, yalancı ve münafıkları kucaklar)
GAYYAKUYUSU Cehennemin en alt katındadır.(Dibindedir)
İbn-i Abbas (ra) diyor ki:
GAYYA Cehennemde öyle bir vadidir ki, Cehennemin bütün dereleri onun şerrinden Allah'a sığınırlar. Cehennemin bütün katlarındaki pislikler, kan ve irinler bu kuyuya akar. Burayı Allah zina edenlere, yalancı şahitlik yapanlara, münafıklara, anne-babaya isyan eden ve büyü yapanlara ayırmıştır.
Rabbim bizleri, evlatlarımızı, anne ve babalarımızı affedip Cehennemim bütün kapılarını bizlere kapasın ve haram kılsın, inşaAllah! AMİN ECMAİN ERHAMERRAHİMİYN

1 kişi beğendi ·
Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Bir hatipte mutlaka olması gereken özellik sence nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.