Yalnızım,
ama tek değilim.
Beni sarıp sarmalayan bir boşluk var.
Her adımda,
her nefeste
bir hüzün derinleşiyor,
bütün hisler birbiriyle kaynaşıyor.
Ve ben,
bütün bu karmaşayı
içimde taşıyorum.
Bazen,
kendimi bir yabancı gibi hissediyorum.
Dışarıda dünya var,
benimle birlikte dönüyor,
ama içimdeki sessizlik,
kimseye açıklayamadığım bir dilde konuşuyor.
Ve her geçen gün,
içimdeki yalnızlık biraz daha büyüyor.
Geceleri,
yıldızsız gökyüzüne bakarken,
bu yalnızlık bana sanki
bir dostmuş gibi gelir.
Çünkü yalnızlık,
kendi iç yolculuğumda
bana rehberlik eder.
O karanlıkta
kendimi bulurum,
ve içimdeki en derin korkuları
görürüm,
ama aynı zamanda,
en derin umutlarımı da.
İçimdeki yalnızlık,
belki de beni ben yapan tek şeydir.
Ve belki de,
bu yalnızlıkla yüzleşmek,
kendimi keşfetmek
için en doğru yoldur.
Çünkü yalnızken,
gerçekten kendimle kalabilirim.
Ve bazen,
en büyük cesaret,
kendi iç yolculuğuna çıkmaktır.