Bu harika kitap benim başucu kitabım.
Küçük Prens ne ise emin olun Martı da odur.
Hayatımızın birçok yerinde Martı Jonathan gibilerle ve ona inanmayanlarla karşılaşmışızdır.
Onlar en inançlı olanlardandır aslında
onlar tok olmayı, itibarı, şan ve şöhreti yeğlemezler.
Toplum tarafından Kabul edilmeyeceklerini bile bile boyun eğmezler.
Mutlu oldukları döngü peşindedirler.
Jonathana etin ne budun ne o kadar yüksekte uçamazsın sen sadece bir martısın dediler.
Sadece aç kalma, yemeğinin peşinde koş dediler
O ise sınırım yok dedi yabalirim
Hayata geliş amacım günü tok ama mutsuz şekilde bitirmek değil dedi.
Çoğumuz böyle değil miyiz veya bize dayatılan bu değil midir ?
Aç kalma, iyi yerlere gel
Oysa iyi yer bizim içimizdedir uzakta değil sadece biraz aramak ve o hazineyi ortaya çıkarmak lazım.
Çoğu kez biz bile kendimize olan inancımızı kaybettik.
Hatta ailemiz bile
Sadece yaradan yarattığının sınırını bilendir
Ona bir sınır koymaya ve sen bu kadarsın demeye kimsenin hakkı yoktur.
Potansiyelimizin farkında olalım.
İçimizdeki Martı Jonathanı ortaya çıkaralım.
Martı Jonathan gibi yaşadığımız bu kaosu cennete çevirelim.
Çoğu zaman engeller ve engellerden daha zorlu insanlarla karşılaşırız.
Ama en büyük engel biziz
Bize inanmayanlar veya bizi eleştirenler değil.
O mutluluğu daha yüksekte uçmakta buldu
Peşine onun gibiler katıldı bu hayal gerçek bir serüvene döndü.
Ve başarı da geldi,
herkes Jonathana inanmaya başladı.
Güç veya zorluk bedenimizde değildir
Zihnimizdedir.
Her türlü baskı unsuruna karşı
Güç yalnızca biziz.
Ne demiş Martı Jonathan
Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!