Bazen,
gözlerim göremez olur,
gözlerimin ardında
biri daha yaşar.
Yalnızca ruhum,
sessizce yürürken,
içimdeki yankıları duyarım.
Ve her adım,
bana biraz daha uzaklaşmayı söyler.
Dış dünya,
kendi acılarıyla boğuşur,
ama içimdeki savaş,
bambaşka bir boyutta.
Bir yanım,
ne olursa olsun bir şeylere tutunmak ister,
diğer yanım ise,
her şeyin kaybolmasını,
bütün korkuların yok olmasını bekler.
Bir anlık kaçış,
belki de bir ömre bedel.
Ama kaçış,
asla bir çözüm sunmaz.
İçimdeki boşluk,
her kaçışta biraz daha büyür,
ve sonunda,
görmediğim o korkularla
karşılaşırım.
İçimde,
en derin yaralar var,
belki de iyileşmeleri gereken bir yara.
Ama belki de,
bu yaralar,
bana gerçeği göstermek içindir.
Yüzleşmek,
bazen en korkutucu şeydir,
ama belki de
en özgürleştirici olandır.