11 Şubat 1821
20.000 Türk öldürüldü
The American Mercury gazetesi
Hakkı Mehmet Efendi'nin Tripolice günleri büyük bir kargaşa ve kaos ortamında başladı. Gemideki yolcuğu süresince Mora'da 20 bin Türk şehit edilmişti. Gemi limana yanaşınca gökyüzünü bulutların kapladığını gördü. Kül bulutları ve yanık et kokusu tüm limanı kaplamıştı. Kıyıda sahil boyunca oluşan yoğun kırmızı tabaka aziz Türklerin kanlarıydı. Gemideki kimse karaya çıkmak istemiyordu. Bu manzarayı görenler ya kusuyor ya da kendinden geçmiş gibi bir köşeye yığılıp bayılıyorlardı.20 bin Türk öldürülmüştü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklar işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi ve ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar. Hamile olan kadınların karınları kesildi, kafaları kesildi ve köpek kafaları bacaklarının arasına sokuldu. Cumadan pazara kadar hava çığlık sesleriyle doluydu.... Bir Yunan 90 kişiyi öldürdüm diye övünüyordu. Yahudi topluluğu sistemli bir şekilde işkenceden geçirildi.... Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından yere atıldılar sonra vuruldular.... Su kuyuları cesetlerle dolduruldu..."
Sultan II.Mahmud'un yolladığı fermanı da takdim eden Hakkı Mehmet Efendi, padişaha vermiş olduğu sözü tutmanın mutluluğunu yaşıyordu.
Mora valisi Dramalı Mahmut Paşa'nın bulunduğu konak kaleye yakın bir konumda bunuyordu. Askerlerin yirmi dört saat nöbet tuttukları bu konak Mora'nın belki de en güvenli yeriydi.
Dramalı Mahmut Paşanın emriyle gelen iki asker görev sürem boyunca kalacağım eve kadar bana eşlik ettiler. Askerlerle vedalaşıp önceden hazırlanmış olan evin divanına oturdum.
Dağlardan vadilere çöken ve insanın içini üşüten soğuk yanında burada sert ve hiç bitmeyecek gibi duran rüzgarlar da vardı. Uğultuyla esen bu rüzgarlar kasabanın dört bir yanında duyuluyor, uzayan kış gecelerine yoldaş oluyordu.