Hakkı Mehmet Efendi'nin Tripoliçe günleri sakın ama belirsizlik içinde geçiyormuş gibi bir havada başladı.Dağlardan vadilere çöken ve insanın içini üşüten soğuk yanında burada sert ve hiç bitmeyecek gibi duran rüzgarlar da vardı.Mora valisi Dramali Mahmut Paşa, onu büyük bir muhabbet ile karşıladı. Önce padisah fermani ile selami ve Sadrazam ve diğer paşaların selamını sundu.Mora valisi Dramali Mahmut Paşa'nın sevinç kaplı yüzünde her an üzüntü paydah olacakmış gibi bir hal sezdi Hakkı Mehmet Efendi...
12 Şubat 1821’de Mora’da patlak veren Yunan isyanı, Eflak-Boğdan’ daki isyanın tam tersine, yayılma ve gelişme gösterecek nitelikte idi. Papazların öncülüğünde Mora halkı isyana katıldı. Patras Patriği Pol Germanos, ortaçağlarda Piyer Lermit’in yaptığı gibi, bütün Rumları Türklere karşı savaşa davet etti. İsyan bu şekilde millî ve dinî karakter alarak gelişmeye başladı. Öyle ki, İslam ahali ve askerler kalelere kapanarak kendilerini savunmaya başladılar, fakat yardım gelmediği için kaleler bir bir isyancıların eline geçti, asiler şehirlerde de çoluk çocuk demeden rastladıkları Türkleri katlettiler, mallarını yağmaladılar. Bu isyanda katledilen Müslümanların sayısı tam olarak bilinememekle birlikte, 25.000’den fazla olduğu tahmin edilmektedir. İsyan gittikçe yayılıyordu. Yapılan tahkikatda, bu isyanın çıkması ve yayılmasında başta Fener Rum Patrikhanesi olmak üzere, taşrada bulunan pek çok papazın, kocabaşıların rolü olduğu ele geçen belgelerden anlaşılmaktaydı.
İsyan haberini alan dönemin padişahı II. Mahmud, şimdiye kadar devletin hoşgörü ve adaletle yaklaştığı Rum tebaanın böyle bir harekete girişmesi karşısında hiddete kapılarak Rumların katlini emretti. Fakat bu sırada kimi devlet adamları, bazı metropolitler ve söz sahibi kişiler araya girip bu fesatta parmağı olmayanların bağışlanmasını dilediler. Bunun üzerine fesada karışanların araştırılarak cezalarının verilmesi, suçsuz olan reayâya ilişilmemesi konusunda irade çıktı. Ancak tedbirler fayda vermiyordu. İsyan gittikçe genişledi. Nisan 1821 başlarında Mora tamamen isyancıların eline geçti. Burada maalesef çok sayıda Mora Türkü katledildi. Yapılan araştırmalarda Ortodoks Cihan Patriği Grigoryos’un isyanla ilişkisi belgelerle ortaya çıktı ve soruşturma sonucunda suçlu görülerek 21 Nisan 1821’de Patrikhane’nin orta kapısında resmi elbiseli olarak asıldı. Bunun yanında, hukukî tahkikat sonunda suçları sabit görülen birçok metropolit de ülkenin değişik yerlerinde cezalandırıldı.