Ilık bir ikindi vakti...
Güneş, bulutların arasından göz kırparak,
Batıya doğru ağır ağır ilerliyor.
Rüzgar eşliğinde karışıyor kuşların kanat sesleri.
O kuşlar ki içimdeki umuttur, kalbimde bahar.
Bazen sessizliğe karışıyor umut sesleri.
Toprak taze bir bebek gibi kokuyor.
Özlem duyduğum bir anıyı çağrıştırıyor gibi.
Zaman durmuş sanki.
Ya da...
Ya da dursa keşke.
Bulutlardan istiyorum, zamanı benden almayan bulutlar.
Tutun güneşi, ışığımı çalmasın yağmurlar.
Ağaçlar yemyeşil yapraklara gebe.
Otların arasında tebessüm ediyor yeşillikler.
Bilmem hangi muhabbetin rengini vermişler.
Kalben gelen bir su bitkisinden haber getirmişler.
Sonra uykuyu ağırlıyor göz kapaklarım.
Ruhuma işleyen bir musiki eşliğinde.
Rüzgar susmuş, gözlerini kısıyor güneş.
Gökten huzur yağıyor üzerime, sağnak sağnak.
Dinleniyorum, dinleniyorum ve ıslanıyorum.
Ruhumu dinliyorum biraz da.
Umudum yeşeriyor zamanda.
Derin bir uyku sunuyor sessizliğim.
Yemyeşil bir ova,
Kırlarda koşuşan küheylanlar var orada.
Alsın, götürsün zamansız bir mekâna.
Ağır ağır ilerlemiyor zaman dene mefhum.
Ben nasıl kurtulurum,
Apansız bir yurdum.