Merhaba İlk’ım.
Seni çok sevdim.
Herkesten, herşeyden, bütün insanlardan, senden, kendimden..
Canımı gözümü kırpmadan önüne koyabilirdim, herkesi silebilirdim, kendimden geçebilirdim. Sen dönmesende olur.Yokluğun iyi geldi bana. Kendime göre alışkanlıklarım var artık. Şimdi gelipte düzenimi bozmaya hakkın da yok zaten.
Sen yokken ağlamayı öğrendim, olur olmaz herşeye ağlamıyorum mesela. Sadece acılarıma ağlıyorum, benden gittiğin gün aklıma gelince, yaşadıklarımız, yaşattıkların, iyi kötü herşey işte…
Sen yokken gülmeyi öğrendim, sadece belirli yerlerde tebessümlerimle karışabiliyorlar.
Kahkaha bile atamıyorum, birisi bi espiri yapınca dudaklarımla gülümsüyorum onlara.
Çünkü beraber gülmedikten sonra, gülünç gelmiyor hiç biri.
Yokken, hayatı öğrendim.
Çabalamayı ayakta durmayı,beni yıkıcak bir haber gelse bile başımı her zaman dik tutmayı öğrendim. Çünkü ben en büyük acıyı senin gidişinle yaşadım. Gidişinden sonra kendimi zor toparladım ama her zaman dik durdum.
Biz’im için. Biz kaldık mı yada ‘BİZ’ olabilmek için geç mi bilmiyorum ama, Seni elimde olmadan çok özlüyorum.
Ben bunalrı hak etmedim İlk’im. Bu kadar acıyı, bu gözyaşlarını, bu gidişi, bu bitişi hak etmedim.
Başka erkeklerin kollarına emanet edilmeyi hak etmedim. Başka erkekleri sevmek zorunda bırakılmayı hak etmedim. Ben başka erkekleri hak etmedim İlk’im.
Ben birtek Biz’i hak ettim. Ne kadar uğraşsamda bir araya getiremediğim Biz’i… Şimdi sen söyle İlk’im; Sen beni hak etmişmiydin? Sen benimle Biz olmayı hak etmişmiydin? O umursamaz tavırlarına rağmen, her zaman yanında olduğumu bilmeyi hak etmişmiydin? Etmedin…
Edemedin İlk’im.
Sen ne beni, ne Biz’i, ne beklediğim yılları, nede bu aşk’ı hak etmedin. Sen uğrunda öldüğümü göremdin. Sen beni hak etmedin İlk’im, hak etmedin