Gönlümün yağmuruna tutulmuş olan bu aşk,
Kalbimin tümünü çevirmiş olan bu aşk,
Kalpten savrulamaz bir hal alıp,
Dillere düşüşü bulamazdı.
Nefes alışlarda esinlenen bu aşk,
Ritimleri birbirini tutmaz, damarlara savrulur
Kalbe hasret kalır dururdu.
Damlacıkların oluşturduğu bu esen rüzgar,
Unutmadığı kokunun delisi,
Vazgeçemediği sevdanın kör savaşçısı olur beklerdi.
Bu Aşk, Bu Gurbet;
Bilmediği yolun sahibi gitmediği sokakların yalancısı,
Hiç rastlamadığı şiirin şairi
Koşmadığı ormanın avcısı
Bakıp dalmadığı bulutların seyircisi
Düştüğü karanlığın yıldızı
Dokunmadığı yaprağın dalı
Basmadığı toprağın kokusu
Eline almadığı çiçeğin tohumu oluşuna hastaydı.
Bu Aşk Bu Gurbet..?