İnsan ve Şirket
Şirket nedir? Şirket, bir veya birkaç kişinin ortaklığıyla ortaya çıkan, öncelikli amacı kar etmek olan ve tüzel kişiliği olan bir çeşit örgüttür. Asıl yükselişini sanayi devriminden sonra gerçekleştiren şirketlerin (tabii o zamanlar şirket kelimesinin hukukta yeri yoktu), günümüzde hayatımızın bütün alanlarına girdiğini görüyoruz. Örneğin ben bu yazıyı yazarken bile pek çok şirketle alışveriş yapıyorum; bilgisayar üreticisi, internet servis sağlayıcısı, yazılım şirketleri, elektrik dağıtıcısı vb. gibi. Peki bu iyi bir şey midir?
Dünya üzerinde milyonlarca şirket var ve her biri farklı alanlarda tek bir amaç için çalışıyor; kar! Her ne kadar ekonomik ve sosyal sorumluluk sahibi gibi görünseler de, geçimini şirketten sağlayan insanlar olduğu sürece asıl amaçları kar etmek olacaktır. Bunu yapmak için de ürettiği ürünü veya hizmeti tüketiciye satmak zorundadır. Artık bu durum öyle bir noktaya geldi ki, ihtiyacımız olmayan bir şey bile sanki ihtiyacımız varmış gibi gösteriliyor ve onu satın almak zorundaymışız gibi hissediyoruz. Küçücük çocuklardan tutun da yaşlılara kadar herkese psikolojik baskı ve algı yönetimi yapılıyor. Çevrenize baktığınızda çoğu insanın bu dayatmaya karşı gelemediğini görebilirsiniz. Örneğin son model bir telefona 5000 TL veriyoruz ve çoğu özelliğini kullanmıyoruz, dolabımızda bir kere bile giymediğimiz onlarca kıyafet var belki de, bindiğimiz arabaları son model olmadığı için her yıl değiştiriyoruz! “Para benim değil mi, istediğim gibi harcarım!” diyenleriniz olabilir ama yazının devamında hepimizin ortak paydası olan ‘dünya’ya her gün ne kadar zarar verdiğimizden bahsedeceğim.
Şirketler 150 yılda öyle bir büyüdü ki, önüne gelen her şeyi yutan ve durdurması neredeyse imkansız olan birer canavar oldular. Öyle ki, başta insanlara olmak üzere; çevreye, hayvanlara, biyosfere verdiği zararlar telafi edilemez duruma ulaştı. Çalışma yerlerimize, tüketim maddelerimize, havamıza, suyumuza kadar sızan sentetik kimyasallar ve doğaya salınan zehirli atıklar kansere, doğum bozukluklarına ve diğer etkilere yol açıyor. Hayvan besiciliği yapılırken hem hayvanlara eziyet edilebiliyor, hem de hayvanlardan sağlanan besinler iştah kaçıracak kadar iğrenç şekillerde üretilebiliyor. Sırf daha fazla kar edebilmek için işten çıkarılan işçiler bir yana dursun, Çin gibi işgücünün fazla olduğu ülkelerde işçilerin çalışma ücreti sadece hayatta kalabilmeye yetiyor ve bu insanların ürettiği ürünleri bizler hiç düşünmeden fahiş fiyatlara satın alıyoruz. Güvenlik yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan kazalar, yangınlar sonucu binlerce insan hayatını kaybediyor.
Biz tüketicilerin üzerine düşen ise bilinçli tüketmek ve hem kendimize hem çevremize karşı duyarlı olmak. Unutmayın, satın aldıkça dünyamızın ömrünü kısaltıyoruz!