İletişimsiz hayat olmaz.
Hayatın tadı, kalitesi, başkaları ile kurulan iletişimle güzeldir.
Bu kadar güzel olan iletişim nedir?
İnsanlar arasında, bilgi, duygu, haber ve düşüncenin karşılıklı olarak birbirlerine aktarılmasıdır.
Siz, ben, o ve ötekiler, birbirimizle sürekli olarak iletişim içindeyiz.
İletişimi nelerle ve nasıl kuracağız?
Önce nelerle iletişim kurulacak, ona bakalım.
İletişim:
İnsanlara duygularımızı, düşüncelerimizi, bilgilerimizi konuşarak, yazarak, işaretle ve davranışlarımızla ulaştırırız. Onlar da aynı şekilde bize duygularını, düşüncelerini ve bilgilerini ulaştırırlar. Bu karşılıklı etkileşimdir.
İnsanların insanlarla iletişiminden önce, insan önce kendi ile iletişim içinde olmalıdır. Sabah kalktığında aynada yüzüne, gözlerine bakarak “Ne kadar güzel yüzü olduğunu, gözlerinin ne kadar etkili baktığını.” İçinden geçirerek, ya da mırıldanarak kendi kendi ile iletişim kurmuş olur.
İki insan, ya da insanlar arasındaki iletişim selam ile veya merhaba ile başlar.
Selam ve merhaba anlam olarak benden size zarar gelmez, ben sizinle dostum anlamlarını taşır ve bunu karşı tarafa iletir. Bu selamı veya merhabayı alan da size diyor ki, benden de size zarar gelmez, ben de sizinle dostum. Böylece bu güzel dileklerin karşılıklı alınıp verilmesi ile barış ve güvenin temelleri atılmış olur.
Selam, insanın özünde bulunan iyiliği, güzelliği, barışı ve sevgiyi diğer insanlara gönderen sihirli bir kelimedir. Kalbinde kötülük taşıyanlar ise Selam vermekten uzak duran insanlardır.
Size verilen selamı alınız. Çünkü bu altın tepside güven sunmaktır.
Siz de buna daha bir güzel altın tepside ve yanına bir demet çiçek ekleyerek karşılık veriniz.
Selam verme ile Kur’an’da bir çok ayet vardır. İşte bazıları:
Sabırlı insanlara, ‘Rad 24), Yararlı ve faydalı iş yapanlara ‘Nahl 32), doğru yolda olanlara( Taha 47) Allah Selam gönderiyor.
Demek ki, kızgınlık hali ile öfkeden patlama noktasında olanlara, zararlı ve kötü işler yapenlere, her hali ve davranışı ile kötü yolda olanlara selam vermenin önemi yoktu. Yani o, size ve topluma zarar verirken siz ona ben seninle dostum anlamında yaklaşımda bulunamazsınız.
Allah, insanlara selam veriyorsa, inanlara düşen görev de samimi ve içten bir şekilde Allah’ın selamına karşılık vermemiz gerekiyor. Bunu ben demiyorum, buna Nisa Suresinin 86. Ayetinde Allah diyor.İşte o ayet:
Size bir Selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır. Nisa 86
Anlaşılmaktadır ki, insanlar arası iletişim selam ile başlamaktadır. Karşılıklı selamlaşma huzurun, barışın ve güvenin temelini oluşturmaktadır.
Selam vermek sözle gerçekleştirilen bir eylemdir.
Selam demekle karşınızdakine güvenilir olduğunuzu iletmiş olursunuz.
Merhaba da aynı anlamdadır.
El işareti, baş işareti, hafif gülümseme gibi davranışlar da selamlaşmaktır. Ama en önemlisi selam diye sesli söylemektir.
Selam diye sesli söylemek yani konuşmaktır. Genel olarak diyebiliriz ki, insanlar selam ile başlayan iletişimlerine konuşma ile devam ederler.
Konuşmalar kelimelerle başlar.
Kelimeler, karşımızdakine bilgi, duygu ve düşüncelerimizi anlam olarak iletirler.
Bunun dışında bir de kelimeler iç dünyamızı, sevgimizi, öfkemizi, kızgınlığımızı, nefretimizi de kelimeleri söyleyiş biçimimizle iletirler.
Demek ki, kelimelerin bir anlamı, bir de söyleyiş biçimi vardır.
Bana çay ver!
Bana çay verir misin?
İkisi de aynı anlama gelir. Ama birinde emir vardır. Ötekinde ise çay istediğine değer verme vardır.
Bana çay ver sözü insanın hoşuna gitmez. Sanki bunda çay istediğini küçük görme, değer vermeme, sanki çay vermeye mecbur musun gibi olumsuzluklar içermektedir.
Ama bana çay verir misin dediğinde, karşı tarafa çay isteğinin yanında ona değer verdiğini, onu sevdiğini, saygı duyduğunu çay istediğine iletme vardır.
Biri olumsuz karşılanırken, diğer olumlu karşılanacaktır.
Soğuk bir havada odanıza giren biri kapıyı açık bırakınca ona:
Kapıyı kapat! Diyebilirsin.
Kapıyı kapatır mısın? da diyebilirsin.
Hatta kapıyı kapatır mısınız isteğinizin başına veya sonuna bir de lütfen ekleyebilirsiniz. Bu daha güzel olur.
İkisi de kapının kapanması anlamı var. Ama birinde sevgi ve saygıdan eser yokken, ikinci söyleyişte nezaket, incelik, güzellik vardır.
Siz hangisini tercih edersiniz?
Size söylense bunlar hangisi hoşunuza gider?
Kızgın, öfkeli, tehdit eder gibi yapılan konuşmalar, bu konuşmaları dinleyenler tarafından kabul görmez. Ama içinizdeki güzel ve temiz duyguları o kelimelere yükleyerek konuşmanıza devam ederseniz, sizi dinlerler, severler, saygı duyarlar.
Kelimeleri söylerken onlara anlam olarak incelik yükleyebilirsiniz. Ama yüzünüz, vucud diliniz, mimikleriniz, hafif gülümsemenizle o kelimelerin taşıdığı anlamı güçlendirebilirsiniz.
Bazı insanlar vardır, ne kadar olgun, güzel, anlamlı sözler söz söyleseler bile, duruşları, hareketleri, davranışları o anlamı karşısındakine tam olarak iletemezler. Hani çevremizde derler ya, “Ya adamın yüzünden düşen bin parça!” “Hiç gülümsemez, kaşları çatık, hareketleri serttir.” Böyle insanlar çevrelerinde sevilmezler. Onlara insanlar yaklaşmazlar, onlardan insanlar kaçmazlar belki ama güven içinde de yanlarında olmak istemezler.
Söylenen sözün nasıl olması gerektiğini Allah bize Kitabında bildirmiştir. İşte o ayetler:
Sözü güzel söyleyiniz. Nisa 8
Sözü yumuşak, tatlı söyle isra 28
Sözü doğru söyleyiniz. Nisa 9
Sözü etkili söyleyiniz Nisa 63
Sözün dosdoğru olanını söylesinler. İsra 53
Verdiğiniz sözü yerine getiriniz! İsra 34
Ey iman etmiş kimseler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?
Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında cezayı gerektiren büyük bir günahtır. Saff 2-3
Ayetlerden anladığımıza göre, konuşurken ulu orta değil de belli kurallar içinde bilgilerimizi, duygularımızı ve düşüncelerimizi karşı tarafa aktarmalıyız. Bu durum insanlar arasındaki iletişimi en sağlıklı bir şekilde sağlayan temel kurallardır.
“Söz ağzımda iken ben ona sahibim, söz ağzımdan çıktıktan sonra o bana sahiptir.”
Kendinizi karşısınızdakine olumlu ve onların sevgisini kazanmak istiyorsan, konuşmalara sıcaklık vermeli, içten olmalı, samimi olmalı, sevdiğini ve saydığını da göstermelisin. Bunu yaptığınızda sağlam bir iletişimin temellerini atmış olursunuz.
Sıcak ve güven içinde söylenen sözlerle kurulan iletişimlerden sonra yapılan sohbetlere doyum olmadığını herkes bilir. Aranan, sevilen, özlenen insanlar sıcakkanlı insanlardır. Onlara bu sıcaklığı veren de kelimelere yüklediği anlamlar ve onları söyleyiş şekli, bir de söylediklerini yerine getirmedir.
Söz var, insanları deli eder, birbirine saldırtır.
Söz var savaş çakartır.
Söz var birbirine saldıranları barıştırır.
Söz var insanlara güç verir, heyecan verir, mutluluk verir.
Güzel sözler söylemek varken, yani iletimişi güzel yapmak varken, bağırmanın çağırmanın hiçbir anlamı yoktur. Kendine hakim olan insanlar zaten bunları yapmazlar.
İnsanlar arasında her zaman iyi iletişim kurulmaz. Kötü iletişimde kurulur. Kötü iletişim:
Gurur ve kibirli olanlar,
Ön yargılı olanlar,
Gürültü çıkaranlarca kurulur.
İnsanlar arasındaki kötü iletişim iki insanın ya da bir çok insanın arasını açmaya yeter. Oysa olması gereken bu değildir. Olması gereken her zaman iletişimin iyi kurulmasıdır.
İletişim, sadece insanlar arasında kurulmaz. İnsanlarla hayvanlar arasında da kurulmalıdır. İnsanlar hayvanlara iyi davranmalı, onları sevmeli, fazla yük yüklememeli, yemini, suyunu vermeli, her hayvana özellikleri ile davranmalıdır.
Böyle yapıldığı takdirde onlardan azami fayda sağlanacaktır.
Doğada, hayvanlarn yanı sıra bitkiler, çiçekler, kuşlar, karıncalar da vardır. Onların da yaşama haklarına saygı duyulmalı, insan karıncayı incitmeyen insan olmalıdır.
İletişim yaratılan her şey arasında vardır.
Esen rüzgar bile bir şey söyler…
Çalkalanan deniz başka bir şey söyler.
Uluyan köpek bir şey söyler.
Gök gürültü, yağan yağmur, gökteki yıldızlar, bulutlar bizlere bir şeyler söylerler.
İnsanın göz yaşları, ağlamaklı sesleri, gülüşü, bakışı tanısak da tanımasak da bizlere bir şeyler söyler.
İnsanın giyimi, yürümesi, temiz ya da pis pasaklı oluşu, kendine saygısının olup olmadığı da diğer insanlara bir şeyler söyler.
İletişim, hayatın ve yaratılmışların hepsinin olmazsa olmazıdır.
Toplumsal kanun ve kuralları sağlıklı işletebilmek için iletişim şarttır. Bu da gösteriyor ki iletişim, bir insanı yakın ve uzak çevresine bağlayan halkadır.
Bizde var olanları başkalarına iletmek, başkalarında olanların da bize ulaşması ancak iletişimle olur.
İnsan, kendi iç dünyası ile, Allah ile, çevresindeki diğer insanlarla daima iletişim içindedir.
İnsan duygu ve düşüncelerini en iyi, dil ile anlatır. Dille gerçekleştirilen iletişim; resim, şekil, işaret ve vücut diliyle yapılan iletişimden daha güçlü ve daha kullanışlıdır.
Sen insanlarla iyi iletişim kurarsan, unutma ki, diğer insanlar da seninle iyi iletişim kurmak isteyeceklerdir. O zaman barışın ve huzurun temeli insanlar arasında ve toplumda ancak böyle atılır.