Yetiştirin çocuklarınızı.
Dört köşe, alelacele...
Yıldızlar satılmadan önce.
Gazete sayılarına.
Yaşlı insanların damarlarında,
Geçmişi silmiş makineler.
Ve Aç kalmalar hasrete.
Oysa insan en iyi yüreğiyle görür.
Ve gözbebekleridir taşlar çöllerin...
Yetiştirin çocuklarınızı.
Düşe kalka çalın düşlerini.
Yetiştirin yarışlara.
Gıcırdayan makineler gibi
Soluk alımlarınız.
Oynatmayın oyuncaklarla.
Mükemmel işçiler yapın onları.
Kendiniz gibi...
Çünkü çıldırdık.
Acelemiz var betonlaşmaya.
Koparmaya acelemiz var
Dünyanın son hayat damarını.
Yükleyin safsata dolu çantaları.
Uyandırın güneş uyanmadan.
Çabuk olun.
Rüya görmelerine izin vermeyin.
Avuçlarına yazın kelimeleri.
‘Belki’yi ‘Keşke yi...
Çünkü yarımsınız.
Mikroskopla mikroplara değil
Yıldızlara bakmayı deneyin.
Yahut yolun tüm saçlarınızı.
Buz dağının
Görünmeyen kısmı dahi geçti.
Dağın yüzdüğü okyanusa bakın.
Görün dalgaların kıvrımlarına
Takılan pulları.
Yetiştirin çocuklarınızı.
Bir an evvel, yarım yamalak...
Ve doldurun yılan derisi
Cüzdanları kağıtlarla.
Göz yumun güneşe.
İnsanın zayıf noktası insan
Nede olsa.
Bilmem ki
Daha kaç zaman yaşarsınız
Bu ayıpla!
MUHAMMET BARAN ASLAN, 2018, ŞANLIURFA