Ölürüm belki bir uçurum eşiğinde, birkaç kişi yas tutar belki. Mezarıma birkaç gül bırakırlar. Mesih gibi yükselmem, Hz. Muhammed gibi vaaz verip arkamda umutlu insanlar da bırakmam, Atatürk gibi saygı duruşuna da geçilmez. Hallac-ı Mansur gibi kâfir de ilan edilmem belki. Sokrates gibi asil olmaz ölümüm. Ama sözlerimi anlamlı bulacak kişiler var öldüğümde. Hatta yazdığım kitabı sadece bana hak vermek için okuyacaklar. Ama ben olmayacağım. Nietzsche diyor ya bazıları ölünce yaşamaya başlar diye. Ben de öyle olacağım, zaten o yüzden yazıyorum. Hiçbir zaman istemediğim bir hayatın içinde kaldım hep, bu çağda değil de Orta Çağ ya da İlk Çağ'da yaşamak isterdim. Nietzsche gibi ya da... Tanrı'yı öldürdünüz demek isterdim. Veli olmak isterdim, bilge ya da keşiş olmak.. İnsanlardan uzak olmak isterdim çoğunlukla. Yalnızca dinlemek isteyene konuşmak isterdim, yeminler ederdim belki ölümüne. Tanrı'nın yıldızları şu an bile cennet, içerisinde umutlar var. Ama Tanrı'nın insanları cehennem, içlerinde boğuluyor insan. Okul yollarında ölmek isterdim ben, uzun süren oruçlar tutmak isterdim. O zaman sormazlardı, akıl vermezlerdi. Sağlığın bozulur demezlerdi, zayıfsın demezlerdi. Buda gibi, Krishna gibi, Mesih gibi, Mansur gibi, Muhammed gibi veli bir insan olmak istiyor derlerdi. Bilgelik peşinde derlerdi. Hatta birkaç dostum olurdu, hem dostum hem akıl hocam. Bizi birlikte anmazlardı, ama sözlerimizi bilirlerdi, hayatımızı bilirlerdi ve ruhlarımızı bilirlerdi. Sonra üstadım, üstadım kelimesini en son kitapta kullanmış bile olabilirim, öyle dediğime de bakmayın, kendisi minik bir kız silüetinde, ama benim için tek öğretmendir. Üstadım bir söz söylerdi bana, ben de öğrencilerime söylerdim, hepsi birer keşiş olmak istiyor... Günahı olmayan kurt, kapandan kaçmaya çalışmaz.. Üzerine konuşulacaktı, anlaşacaktık. Sonra şarkılar yazacaktı filozoflar, kimse notasını, bestesini sormayacaktı. Halkın diline düşecekti, hatta söylerken sözlerini unutup bir şeyler uyduracaklardı belki. Siz ve biz yoktu, biz vardık sadece. Yıldızlar gibi olacaktık. Ama olmadı... 21.yy'ın asalak insanlarıyla birlikte, asalaklar gibi yetiştim, cahil kaldım her hâlimle, dönmek istesem de şimdi, izin vermiyor zincirlerim. Kendini bilmiş zanneden akademisyenleri, sırf diploma için.., memnun etmeye çalışan aptalların içindeyim. Belki de onlardan biriyim... İstisnalar kaideyi bozmaz, kaideler de istisnaları bozmaz. Bu yüzden sitem eden herkes kaideden olmakla yükümlüdür. Sözlerim bu kadar, bu gece ölmeyi dilediğim için tüm bunları söylemek istedim. Hatta dahası vardı ama yutsam iyi olacak. Çok yanlış anlaşılıyorum. Gerçi buraya kadar okuyan kimse beni yanlış anlamıyordur biliyorum. Çünkü yanlış anlayan anladığı yerde bırakır. Ben bilmiyorum bu çağda yaşamayı, bu çağın aşıkları, bilgilileri, taşeronu, proleteri, burjuvazisi, aristokratı, bilgesi, iş adamı, sarhoşu, âşığı, delisi.... Bilmiyorum kim ne biliyor, ama hiçbiri çok bir şey bilmiyor gibi. Ben insanlığı seviyorum, güveniyorum insanlığa. Ama insanları sevmiyorum, hepsinde yok ondan. Buraya kadar katlanan varsa teşekkür ederim. İntihar notu gibi olmasın, vedalar ayrılık getirmesin. Sevgilerimle.. 00.00