İpten Almak
Varlıklı adam hapse girmiş. Avukat müvekkilinin ziyaretinde:
- Merak etme, ben seni kurtarırım.
- Nasıl?
- Daha temyiz var. Temyiz bu işi bozar.
Dava dosyaları temyize gitmiş ve kararı yine idamdır. Adam “Hani beni kurtarıyordur?” diye avukatına çıkışmış. Avukat sakinliğini hiç bozmadan:
- Merak etme, ben seni kurtarırım. Daha Avam Kamarası gelecek…
Avukatın dediği gibi avam kamarası gelmiş, konuşulmuş, sonunda parmaklar tekrardan idamı göstermiş. Adam sinir küpü olmuş, avukat ise sakinliğini hiç bozmamış.
- Merak etme, ben seni kurtarırım. Daha Lordlar Kamarası var. Onlar idamı geri çevirirler. Endişelenme…
Lordlar Kamarası da toplanmış. Olay incelenmiş ve karar yine değişmemiş. Adamın imkanı olsa avukatı oracıkta öldürecek. Ama avukat hala sakin:
- Merak etme, ben seni kurtarırım. Daha kraliçe var. Kraliçe onay vermeden hiçbir şey yapamazlar.
Dosya Kraliçeye gitmiş ve ondan da idam kararı çıkmıştır. Londra’nın meydanına idam için hazırlıklar yapılmış. Hakim, savcı, avukat herkes orada. Adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Gözlerinden avukata doğru ateş fışkırıyormuş resmen. Avukat orada bile “meraklanma ben seni kurtarırım” diye işaret ediyormuş.
Cellat ipi boynuna geçirmiş, iskemleye de tekmeyi vurmuş. Adam ipte sallanmaya başladığı sırada avukat yerinden fırlayarak cebindeki bıçakla ipi kesmiş. Zorluklarla nefes almaya çalışan adam yerlerde yuvarlanmış.
Hakimler, savcılar avukatın yanına gelerek:
- Sen ne yaptın Avukat?
Avukat ise cebinden İngiliz Ceza Yasasını çıkararak:
- Yasaya göre müvekkilimin cezası idam, sizde onu idam ettiniz. Ancak yasada “İdam ile öldürülür” diye bir hüküm yok. Böylelikle ceza infaz edilmiş sayılmaktadır.
Bu olaydan sonra İngiltere’de hukuk tartışması başlamış. Avukatın bu becerisinden ötürü Kraliçe adamı affetmiş. İngiliz Ceza Yasası da “İdama mahkum kişi, asılmak suretiyle öldürülür.” olarak düzeltilmiş.
