Fırçayı eline alınca aşk ile o muazzam görseli tuvale çizmekti resim. Her gece tekrar kontrol edip renklerle bütünleştirip tamamlamaktır.
Beklemek lazım bazen doğru zamanı, doğru insanı uzaktan uzatılan bir eli. Sıkıca sarılmalı elbet çünkü hayat çok kısa, uzun gelsede bazen… Gün henüz doğmamış serçeler yuvalarını besliyor güneş yeni yeni doğuyor ışık hüzmeleriyle içindeki sevgi ve iyiliği her evin penceresine insanların kuş cıvıltılarıyla yeni güne umutla kalkmasını sağlıyordu.
1880 yıllarının son baharıydı. Fransa'da ismi daha konulmamış bir mezranın köyünde yazdan kalma esen rüzgarlarda çoğu askerde olan ve o köyde fakirlik olan çoğunu yaşlıların oluşturduğu genç, dul ve yetimlerden oluşuyordu.
15.yaş günü yaklaşmış babasının askerden dönmesini ve komşularının her gün getirdiği 1 kap yemekle idare edip resim yapmayı seviyordu genç Leo,her gece tuvalinin başında oturup sabaha kadar resim yapıp bu fakirlikte yaptığı resimleri satıp bir kaç kuruş kazanmaya çalışıyordu.
Leo bir gün babasının ne zaman geleceğini hesaplarken babasına bir şey olacak diye çok korkuyordu. En iyisimi eşyalarımı toplayayım da gece hiç kimse yokken köprünün o ilerisinde ağacın altına oturup o şırıl şırıl akan derenin resmini yapmaya karar verip eşyalarını topladı yola koyuldu.
Ağacın altına geldi ilk önce tuvalini ayarladı, sonra çantasından fırçaları ve boyaları çıkardı.
İlk önce derenin köpük köpük akışını balıkların çırpınışını, sonra köprüyü ve ağaçları çizmeye başladı. Manzara tam istediği gibiydi.
Tam o sırada iki aşık köprünün başına geldi tartışıp durdular sonra oğlan bir an için uzaklaştı. Kızda ağlayıp durdu önce sonra kendini boşluktan suya bıraktı. Çok korktu Leo uzatan olanları izliyor hiç birşey yapamadan orda öylece olanları seyrediyor korktuğu içinde eli ayağı titriyordu. O esnada suyun gürültüsünü duyan oğlan hızla köprüye koştu. Sağa baktı sola baktı kimse görünmüyordu. Sonra tekrar köprüden uzaklaştı.
Bir an için kendini toparladı Leo eli ayağına dolansada bu olanları köyün büyüklerine anlatmalıydı diye düşündü hızle eşyalarını topladı tuvalini alarak bir koşu köyün kahvesine gitti. Resim çizerken iki aşığın gelip tartıştığını oğlan giderken kızın suya Atladığını, lakin kahveci evlat kesin bir sevgilin var ve uyduruyorsun. Beyler içmeye devam aldırış etmeyin birazdan gider.
Ne ben gerçeği söylüyorum bu bu resimde kanıtım.
Evlat hadi birazdan kapatacağız hadi yoluna…
Giderken kahvede hala adamların kahkaha sesleri gelmektedir.
Leo çok kötü bir gece geçirdiğini düşünerek evin yolunu tutar. Çok yorgun ve yaşadığı bu olaydan sonra o gece yatakta bir sağa bir sola döndüp durur. Ve aniden kalkar ve resmine devam eder.
Kızın suya kendini bırakmasını bır gölgenin uzaklaşışını da yapar. Ertesi gün köyde ağıt sesleri yükselmektedir. İki nişanlı çiftin köprüden atladığı oğlanın ise cesedeni bulunamamışlardır.
Sabahın erken saatinde kapı çalınır Leo kalk ben furby amcan Lucky teyzen rahatsız onun için bugün kahvaltıyla idare et evlat, kapının önüne koyuyorum herkes meydana geliyor olay varmış hadi Leo kalk diyerek tabağı kapının önüne bıraktı ve gitti.
Leo yavaşça kalktı elini yüzünü yıkadı tabağı kapının önünden alıp içerideki masaya bıraktı. Demek olay varmış eşyalarımı bir an önce toplamalıyıp diyerek hızla toparlanıp üstünü giyerek meydana koştu. Köyün yaşlıları nişanlı iki çiftin başında gözleri yaşlı şekilde öylece duruyordu. Oğlanın cesedi yeni bulunmuştu. Kızın ve oğlanın ailesi ise yıkılmış ağlayıp duruyordu. Herkes çok şaşkındı. Dün gece kahvehanede onunla dalga geçen adamlar geç kaldık evlat kurtaramadık,haklıymışsın .
Leo bembeyaz kesilmiş konuşamaz ayaklarının üstüne yıkılır ağlar. Ve o an bir haber gelir leonun babası vurularak öldürülmüş orada gömülmüştür. Leo o günden sonra günlerce evinden çıkmaz sürekli savaşı ölümlü resimler yapar evinden hiç çıkmadığı için komşuları çok tedirdiğin olurlar. Ve iki aşağı köyde Leo gibi yetim kalan leodan 3 yaş küçük cindy'e haber gönderirler. Cindy ise eşyalarını toplayıp komşularıyla aralarında konuşup artık evlilik yaşı geldiği yemek, temizlik, çamaşır ve bulaşık yıkayan hatta kaz ve ördekler bakan cindy'i hazırlayıp artık git evlen tam sana uygun bir eş ilk önce kalbini kazan sonra hayata bağlarsın böylece evlenebilir ve düğününe bizleri çağırmayı ihmal etme diyerek gönderirler.
Cindy bir arabanın arkasında bavuluyla yola koyulmuş. Köye vardığında akşam o köyde kimseyi pek tanımadığından kahvehaneye gidip, merhaba efendim bay furby ve bayan Lucky'nin evleri nerede acaba?
Çeşmeyi düz gidip önce meşe ağacının solundan ve paslı arabanın sağındaki yeşil kapılı ev.
Teşekkür ederim bayım diyerek gitti. Çok yorgundu. Evin kapısının önünde demek yeni bir hayat ha diyerek kapıya vurdu.
Lucky kapıyı açtı. Buyurun kime bakmıştınız.
Bayan luck ben Cindy evlenmek için geldim.
Hey furby akşama misafirimiz var masaya bir tabak daha koy, hadi içeriye gel Cindy.
Cindy bavulları alarak içeriye girdi. Furby ve Lucky'nin 2 yaşında sırma saçlı yanağında gülünce gamzesi olan mısır tanesi gibi sarışın mavi gözlü bir kızları vardı. Adı hayzeldi.
Bay furby ve bayan Lucky beni bu gece ağırladığınız için çok teşekkür ederim. Nasıl yapacağım bilmiyorum ama Leo'yu hayata döndürüp benimle evlenmesi yani bir aile olmamızı nasıl sağlayabilirim efendim biliyorsunuz ki bende yetim büyüdüm elimden her iş gelir diye size yönledirdiler.
Yarın kahvaltıdan sonra Lucky ilk önce seni yıkasın sonra üstüne başına birşeyler ayarlarız.
Lucky hadi misafirimizde açıktı koy tabaklara yemeklerimizi, Cindy utanarak tabağını uzatır ve luck Fransız üsülü papates yapmış ve Cindy'nin tabağına 2 kepçe koyar sonra sırayla kendinin ve eşi furby'nin tabağını doldurur.
Yemeklerini yedikten sonra Lucky sana yatağını hazırlar şimdi ben hayzelı'da alıp yatırıyorum size iyi geceler dedi ve odasına gitti.
Lucky burası da senin bir evin sayılır bundan sonrası bizim öğrettiklerimizlerimizi izleyip güzel bir şekilde uyğulaman olucak yatağını kurayım sen yat çünkü yarın çok uzun bir gün olacak.
Cindy teşekkür ederim bayan Lucky umurım herşey yolunda gider.
Lucky çarşafı yastığı ve örtüyü getirip Cindy'nin yatağını hazırlar ve hadi tatlı uykular evlat dedi ve odasına gitti.
Sabahın ilk saatlerinde henüz bay furby ve bayan Lucky kalkmadan, Cindy bavulundan kendi yapmış olduğu baharatlı peynirlerden bir tanesini çıkardı. Kahvaltı masasını hazırladı. Yatağını topladı üstünü giyindikten sonra camdan dışarıyı seyretmeye başladı. Doğanın kuşların birde cıvıl cıvıl çocukların oyunlarını izlerken çoçukluğunu hatırlayarak gözleri doldu. İç çekti. Tam o sırada bayan Lucky işereden geldi şöyle bir baktı hımmm derli toplu birde kahvaltıyı hazırla ışın evlat bakıyorum çok güzel bir eş ve çok güzel bir anne olacaksın.
Elini masadaki peynire uzattı bir dilim ağzına attı hımm pek hamarat oldu bu iş şimdi senin üstüne birşeyler ayarlamak gerek ve köylüye konuşup seni bizim uzaktaki yiyenimişsin ve buraya bizi ziyarete gelmişsin gibi konuşmamız lazım.
Peki bayan Lucky umarım Leo bu planımızda nerede olacak o işi furbye bıraktım.
Önce furbyi ve hayzeli duioyurduktan sonra bayan Lucky kapı kapı dolaşıp yiyenleri Cindy'nin bir süre yanlarına geldiği ve kıyafet ve zerafet dersi alması için her bayan komşusunu evlerine 4 çayına çağırdı.
Lucky ve Cindy evi temizledi hayzelle oynayan Cindy bayan Lucky bavuluma sadece kendi yapmış olduğum peynir değil bir kaç tanede yapmış olduğum kuru pastam var. İsterseniz evde malzemelerini varsa bir tepsi hazırlayabilirim. Tabi Cindy hayzelle ben ilgilenmeyin diyerek içeri alıp kucağına içeri geçti.
Cindy dolaptan tüm malzemeleri çıkardı Kabına koyup elinde top top yapıp tepsisine dizip fırına koyup pişmesini bekledi.
45 dakika sonra kokular gelmeye başladı.
Kokuyu duyan bayan Lucky içeriden geldi şimdi hayzelli uyuttum yarım saat sonra komşular gelir. Tabaklar koyalım çayırda hazırlayalım.
Bayan Lucky ben çok heyecanlıyım ya beni sevmezlerse, öyle şeyolur mu hem hamaratsın, zarafetin le hayran bırakıyorsun hemde elinden baksana her iş geliyor.
Kapı çaldı.
Lucky Cindy hadi misafirlerimiz senin için geliyor evlat kapıyı aç ve onları sen ağırla.
Cindy kapıyı güler suratla açtı her bir komşusuyla tek tek buyur etti ilgilendi çaylarını kuru pastaları ı ikram etti heyecanla onları incelerken komşu Michelle hım kim yaptı bu kuru pastayı hemen tarifini istiyorum komşu, Lucky kim olucak tabi ki yiyenim Cindy benden daha hamarattır hanımlar. Herkes çantalarından bir kaç parça giysi çıkardı hadi şuraları toplayalım önce gecikmeden zarefet derslerine başlayalım hanımlar. Gerçi kızımızın zarif ve kibar bir kız olduğu vede hamarat bir kız olduğu aşikar ya yinede tek ders versek yeterli olur olmazsa ileride tekrarlarız bayan Rose ve komşular gülüşerek onay verdi.
Ortalığı topladılar ve Lucky kıyafetleri alıp önce Cindy hadi tek tek diğer odada giy ve bize göster. Cindy kıyafetleri alıp diğer odada kırmızı çapkalı dekolteli yırtmaçlı kırmızı elbiseyi giydi ve içeriye doğru yürüdü. Of tam bir afet olmuştu bu kıyafeti özel bir gecede giyebileceğini ve diğer yeşil kıyafeti giymesini söyledi bayan Lucky Cindy içeri gidip yeşil al benisi olan sırtında biraz yırtığı olan o kıyafeti giyip içeri yürüdü. Hım güzel ama biraz dikişe ihtiyacı var dediler. Son bir kıyafet kalmıştı. Hadi o kıyafetine giy diyince gözleri karardı Cindy'nin heyecandan bayıldı. Herkes çok korkmuştu. Lakin hemen ayılıp ayaklandı Cindy gözüm karardı. Şimdi biraz dinlenirsem kendime gelirim.
O hanımlar vakit geç oldu, eşlerimiz ve çocuklar yemek beklerler. Cindy biraz dinlensin yine ziyaret ederiz hem güzelliği hem zarif ve kibarlığıyla gözümüz hep üstünde kaldı hadi şimdi çıkalım diyerek toparlanıp kalktılar.
Cindy çok duygusallaştı gözleri dolu dolu bayan Lucky çok teşekkür ederim benim için kimse bu kadar,
Evlat sorun yok böyle güzel anılar için güzel dostluklar, komşular anında yetişir aslında. Önemli olan samimi ve içten sıcak davranış bunu hiç unutma.
Kendini toparlayan Cindy diğer kıyafeti gidip diğer odada giydi ve içeriye bayan Lucky'nin yanına geldi.
Bayan Lucky işte tam bir prenses annesi gibi oldum. Şimdi furby gelmeden buraları toplayalım git kıyafetini giy ve akşam yemeği hazırlamaya başlayalım.
Cindy eski kıyafetlerini giydi. Bayan Lucky ile akşam yemeğini hazırladı. Masayı kurdu. Bay furbynin gelmesini beklediler.
Bay furby zorla Leoyu evinden çıkarmış ve akşam yemeğine getirdi.
Kapıyı Cindy açtı. Leo furby amca ya diyerek konuşurken kapının açılmasıyla gülen gözleri ışıl ışıl saçları görünce dili tutuldu adeta eli ayağı birbirine dolandı ayağı afallandı ve kapının önüne düştü.
Bay furby Leo'yu kaldırarak hey evlat bakıyorum yiğenimle tanışmamışsınız adı Cindy, Cindy bu Leo.
Tanıştığıma memnun oldum Bay Leo dedi Cindy ileri buyur etti. Kapıyı kapattı. Lucky biz Cindy ile sofrayı hazırlarken Leo sizde hayzelle ilgilenin erkek erkeğe konuşun biraz diyerek masayı hazırlamaya başladı.
Gülerek bakıyorum gözlerini alamadı senden ilk işlem tamam gecenin ilerleyen saatlerinde içeri geçeriz biz sende tanış bir sohbet et.
Yanakları kızardı Cindy'nin gülümsedi.
Sofrayı hazırlafıktan sonra içeri gidip Bay furby ve Bay Leo sofra hazır buyurun.
Günlerdir aç olan Leo masada ne bulduysa ağzına tıkıyor bir kokmasını yemeden diğerini yemepiğe çalışıyordu. Bay furby evlat yavaş tıkanacaksın.
Cindy su uzattı.
Teş teşekkür demeye kalmadan boğazı tıkandı öksürmeye çalıştı. Yukarı bak yukarı bak dedi Cindy gülerek sırtına hafif hafif vurdu. Tekrar kendine geldi Leo. Tekrar su uzattı Cindy al Leo şu suyu iç dedi.
Leo bir bardak suyu tek seferde kafasına dikti.
İyim iyim şimdi sorun yok, özür dilerim Bay furby ve bayan Lucky ayrıca sendende Bayan Cindy dedi.
Yemekler yenmeye başlandı sohbetler gülüşmelerden sonra saat geç olduğunu gören bayan Lucky hayzelin uyku saati geldi Cindy biz yatalım Leo ev senin dememize gerek yok biliyorsun diyerek masadan kalkıp içeri odalarına geçti Bay furby ve bayan Lucky.
Cindy yavaş yavaş sofrayı toplamaya başladı ben yardım edeyim dedi Leo yok sen otur Leo ben toplarım şimdi sohbetimize kalan yerinden devam ederiz.
Sofrayı ve bulaşıkları halkettikten sonra leonun yanındaki koltuğa oturdu Cindy.
E nerde kalmıştık Leo?
Leo:şey sen hangi köyden geldim demiştin?
Cindy:iki aşağı köyden annem ve babam yıllar önce öldüklerinde yalnız kaldım ve amcam furby ve yengem Lucky'nin yanlarına geldim bir süre burada kalıp yengeme yardım edeceğim.
Leo : hım peki kaç yaşındasın? Evlilik düşünüyormusun?
Cindy : Kısmet işleri bunlar hem bayanların yaşı sorulmaz Leo, bilmiyor musun?
Leo : Yarın pazar yerinde resimlerimi satacağım bana yardım etmek ister misin Cindy hem beraber zaman geçirmekten keyif alırız.
Cindy :gerçekten mi çok mutlu olurum diyerek kafasını salladı.
Kızaran Leo: şey şimdi geç oldu izninle eve gitmem gerek yarın seni kapının önünden alırım.
Cindy heyecanlı bir şekilde : tamam sabırsızlıkla bekliyorum Leo
Kapıyı açan Cindy ye şöyle bir baktı sevgi ile içinde sanki kelebekler uçuşuyor içi içine sığmıyordu Leo'nun, sonra kapıdan çıkması ile çığlıklar attı. Aşık oldum aşıkkkkkkk sonra hızla eve gitti ve bu cennetten çıkan meleğin resmini yapmaya karar verdi.
Tüm gece midesinde kelebekler uçuyor ve Cindy'nin resmini yaparak uyuya kalmıştı.
Sabah kapı çaldı elindeki fırçayı yere düşen üşürdü Leo irkilerek kalktı yaptığı resmi bir örtü ile kapattı ve kapıyı gidip açtı Cindy yeşil kıyafetleri ile adeta bir meleği anımsatıyordu.
Leo :bende şimdi kalktım hazırlanayım çıkarız içeri gelsene Cindy
Cindy : boya kokuları çok ağır başın ağrımıyormu diyerek içeri girdi her yerde şövalele, boyalar, fırçalar ve tuvaller bir masa iki koltuk çürümeye yüz tutmuş kuru ekmek parçalarını görünce
Hey Leo bak bunları hemen atalım zehirlenirsin ben sana yemek yaparım hergün.
Leo :şey bu fakirlikte bir kaç kuruş kazanmaya çalışıyorum az çok anlamışsındır halimi.
Cindy üstü örtülü tuvali görünce : bu nedir?
Leo : dur henüz bitirmedim onu senin için yaptım bütün gece.
Cindy :ya çok şekersin deyip elini örtüden çekti. Hadi hazırsan çıkalım Leo.
Leo : yapmış olduğu 7 resminde aldı ve çıktılar.
Pazar yerine kadar gülüşüp sohbet ettiler.
Leo bu resimlerden iki tanesine büyük teklif bekliyordu. Böylece ne kadar fazla paraya satarsa hem daha çabuk kazanacak ve hayatı kurtulacak, hemde ün sahibi olacaktı.
Cindy'nin yardımı ve sanattan resimden anlayan bir müşterinin ilgisini çekmişti köprü resmi hemen inceleyerek beyfendi kaça bu resim diye sardı?
Leo siz kaç verirsiniz?
Adam, düşündü ve 1000 peso param var kabule alıp gidicem evlat.
Cindy sevinçle Leo sarayım mı?
Leo : hayır biz her zaman burdayız beyfendi bir geldiği zaman gelir alır.
Adam peki beni biraz bekle şu dükkandan bir telefon konuşması yapıp gelicem ve son kararımı vericem evlat.
Leo peki bayım biz hep burdayız.
Adam pazarın sonundaki terzi dükkanına gitti. Bu arada Cindy ya Leo manyakmısın adam sana muthiş bir teklif verdi ya şimdi almazsa ya.
Leo bak nasıl biraz sonra gelip iki katı parayla alıp gidecek Cindy
Cindy adamın 10 dakika içinde elinde bir çanta ile geldiğini görünce hemen Leo bak adam geri geliyor diyerek işaret verdi.
Adam çantadaki parayı al bakalım evlat tam üç katı şimdi veriyorsun değil mi?
Leo :buyurun resminiz ama önce bana bir sergi sözü vermenizi istiyorum.
Adam zaten bey efendi bu kararı arkadaşlarımla paylaşmayı düşünüyorum bu karar sizin değil benim kendi kararımdır. Size en kısa zamanda haber yollayacağım diyerek parasını aldığı resimi alarak uzaklaştı. Leo hem iş fırsatı kazanmıştı hemde hemde sergi sözü almıştı.
Kalbi heyecandan midesinde kelebekler uçuşan Leo ve Cindy evlerinin yolunu tuttu.
Leo:Cindy ben bir süre evden çıkmayacağım resimlere konstre olacağım hem sergi günü sana çak ihtiyacım olacak bana yardıma gelir misin?
Cindy : Tabi gelirim sadece ne yapacağını çok merak ediyorum.
Leo: Oda Süpriz olsun.
Evlerine dağıldılar. Cindy 3 gün boyunca camdan dışarıyı seyretsede aklı hep leoda kalmıştı.
3 gün sonra…
Sabahın erken saatlerinde Bay furby ve bayan Lucky için kahvaltı masasını hazırladık sonra ilk fırsatta leonun kapısının önüne gitti. Dün koyduğu bir tabak yemeği yememiş üstünde sinekler uçuşuyordu. Cindy Leo ya birşey oldu diyerek korkarak hızla kapıyı yumrukşarcasına çaldı. Leo korkarak kalktı yatağından üstündeki boya ve fırçalar yere düştü. Gidip kapıyı açtı ve karşısında Cindyi görünce kapıyı içerideki resimleri görmesin diye kapatmaya çalıştı gülümsedi ve
Leo :Cindy erken gelmişsin biraz dışarıda bekle işlerin var onları halledeyim içeriye girip bana yardım edebilirsin.
Cindy :hey ne saklıyorsun sen göster hadi
Diyerek kapıyı açmaya çalışsada Leo eliyle engel olarak
Leo :şimdi değil sergide göreceksin. Diyerek içeri girip kapıyı kapadı. Perdeleri çekti içeriden haşır huşur sesler geliyordu. Çok geçirmeden elinde kağıtlara sarılı Cindy'ninde görmesini istemediği 10 tuval resimle çıkmıştı.
Leo sen şunları tut diyerek 5 tuvalı de Cindy'nin eline tutuşturdu.
Leo :Hadi ne bekliyorsun sergiyi kurmaya başlamışlardır bir an önce gidelim.
Cindy resimleri merak etsede hayatında ilk defa bir sergiye gitceği için çok heyecanlıydı.
Sergi yerine geldiklerinde Leo gibi yeni yeni gelen ressamların görünce önce bir inceledi Cindy leoya bak izledim şu sol masa senin duvarın diyerek eliyle işaret etti.
Leo:Cindy şu karşıdaki sudan bana biraz su getirebilir misin?
Cindy hızlı hareket ederek eline bir kap alıp suyu doldurup leoya verdi.
Leo bütün yaptığı resimleri tek tek duvarına astı.
Her yeni gelen resmi inceliyor hımlayıp geçiyordu. Adamlar bir araya gelerek şu bitki bu kız bu çiçek renklerin dansı diyip durdular ve Leoyu yanlarına çağırdılar.
Leo:Buyrun bayım size nasıl yardımcı olabilirim.
Sanatçı:Bu yeşil kırmızı meyveli bitkinin ismi nedir evlat? Nerede çizdin bunu bizlere anlat bakalım.
Leo: köyümüzde yeye yeni türeyen kokusuz kırmızı iri meyve veren bir çilek türüdür. Adı Frenk çileğidir.
Sanatçı:peki bu köprüden kızın suya bırakışı ve ışık hüzmelerini nasıl yaptın?
Leo:Ben o gece köyümüzün ilerisinde köprünün resmini yapmaya ayın suya vuruşunu yapmaya başlarken iki aşık geldi ve kız suya bırakınca kendini köylülere anlatmıştım bayım benimle dalga geçip yollamışlardı kahveden ertesi gün iki aşığın kayıplarının yasını tuttu tüm köy ailesi büyük yıkılmıştı günlerce bu resmin üstüne düşmüş kendimi çok suçlu hissetmiştim.
Sanatçı : Anladım evlat peki şu yanında duran kızın resmini nasıl yaptın?
Leo : Aslında boyaları bitmek üzere olduğu için gece çıkıp biraz yeşillik bitki kırıntıları topladım ve havanda iyice dövdükten sonra renkleri ayırıp birleştirdim. Buda renklerin canlı durmasını sağladı. Ayrıca Cindy'nin ilk tanıştığımız günü gözlerimde canlandıracak yaptım.
Sanatçı : çok yaratıcı düşünceler sergilediğin ve bizleri resimlerinin dansı ile bizleri büyülediğin için seni tebrik ederiz evlat. Şimdi kapı girişinde senin ücretini verecek Bay kaysi'ye git ve kendini tanıt. Ayrıca adresimi al ve en kısa zamanda sana güzel bir iş alanı yaratacağız evlat diyerek diğer sanatçıların yanına gitti.
Cindy'nin gözleri dolu dolu olmuş ve leoya heyecanla sarılır.
Cindy :Bende senden ilk görüşte çok hoşlandım. Şey şimdi ne yapacağız toplanalım ve kapıdaki adamın yanına gidelim hadi
Leo Cindynin elini bir heyecanla tutarak kapıya gidip Bay kaysi'nin yanına gitti.
Leo : Merhaba bayım ben Leo şu resimlerin sahibiyim ücretüm ne kadar acaba?
Bay Kaysi : içeriden içi bozukluk ve paralarla dolu olan üstünde sarı çiçek olan kumaş çantayı leonun eline tutuşturdu.
Leo : bu kadar para benim mi bayım?
Bay Kaysi : Bütün sanatçıları kendine hayran bıraktın evlat unutma her başarılı bir sanatçının arkasında güçlü bir kadın vardır. Ve onun elini hiç bir zaman bırakma ki her zaman güçlü olasın.
Leo utanarak Cindy ile sarılırlar.
Cindy : Bayım peki bundan sonra leonun işleri yolunda gidecek mi?
Bay Kaysi : Bulunduğumuz bu şartlarda bu bez çantadaki paralarla beş altı sene idare edersiniz evlat ama tabi sanatçılarımız siz iki güzel aşığın resimlerini sevdikleri için sizlere iş fırsatı sunacaklardır. Şimdi adresi ve tarihleri yazacağım. Günleri takip eder ve bu şekilde güzel resimler yaparsanız hem güzel fırsatlar çıkacaktır önünüze.
Cindy : Teşekkür ederiz bayım peki bizlere önerebileceğiniz birşey varmı?
Bay Kaysi : Elbette evlat öncelikle ne kadar sanatçı tanısanız sizler için faydalı olacak ve günlerimizi ve sergileri iz için bol bol resim yapmayı unutmayın.
Sanatçılar leonun tuvalleriyle kapıdan bir bir çıkıp gittiler.
Leo da kaln 2 resim ve eşyaları toplayıp Cindy ile evlerinin yolunu tuttular.
Leo : Cindy acaba bu elimdeki eşyaları evime bırakmama yardımcı olurmusun? Hem Bay furby için birşey yapmalıyım bu kadar parayı eve bırakmalı ve onlara birşeyler almalıyım akşam yemeği için pazar yerine uğradılar. Yeşillikten meyveye sebzeye herşeyden biraz biraz aldıktan sonra Bay furbynin evine gittiler. Bay furby evde yokken Cindy 3 tencere yemek yaptı. Hayzeli sevdi oyunlar oynadı neşesi yerinde adeta ayın ışığında açan nadide bir gül gibi ışıl ışıl parlıyordu. Leo Cindy den gözlerini almıyordu. Bir an için üzerine bir tedirginlik düştü. Evde annesinden kalma yeşil taşlı ince gümüş bir yüzük vardı. Cebinden onu çıkardı ve Cindy dönüp yüzüğü uzattı.
Cindy gözleri doldu yüzüğü eline alıp leoya sarıldı.
Bayan Lucky çok sevinerek alkışladı. Artık söz yüzüğünüzü taktığınız göre yakında evlenirsin çocuklar tebrik ederim. Şimdi furby amcanız gelir güzel haberi ben vereceğim Cindy sen sofrayı kur olur mu?
Cindy elbette bayan Lucky çok heyecanlıyım bir yandan da uzun zamandır ilk defa yüzüm gülüyor annem babam öldükten sonra…
Leo : Sen de benim gibi, yoksa bana oyun mu oynadınız?
Bayan Lucky : Hey evlat kızma hemen kimsesizlik kötü birşey bütün köyün haberi var bizde senin yuvanı kurmak ve seni kendine getirmek için bu zarif kızı iki köy aşağımızdan araştırdık. Getirdik. Onun içinde bu kolay olmadı tabi
Cindy : Leo benim senden başka kimsem yok Bay furby ve bayan Lucky beni hayzelle bir tuttular elbette bana kapılarını açtılar. Bir tabak yemeklerini esirgemediler onların haklarını yiyemeyiz değil mi?
Leo : Cindy dur bu benim içinde kolay değil elbette sadece şok oldum seninle evleneceğim ve nereye gidersem senide yanımda götüreceğim benimle acaba?
Duygusallaşan Cindy : Elbette Leo seninle gelirim diyerek sarıldı?
O sırada dış kapı açıldı ve Bay furby içeriye girdi.
Bay furby kim kiminle nereye gidiyor gençler dışarıdan seslerini geliyor.
Bayan Lucky : furby bu güzel çift yeni nişanlandı ve Cindynin köyümüzde haberi olduğunu leoya açıkladık. Leo şaşkına döndü.
Leo : Bay furby bunu bana nasıl yaparsınız anlamadım ama bende Cindy gibi çok mutluyum hem buğun bir çuval para kazandık ve çok mutluyum.
Bay furby evlat öncelikle ikinizede mutluluklar dilerim. Kahveye kadar namın geldi sergide güzel bir iş teklifi almışsınız. En kısa zamanda evlendirelim sizi bu kız cağızıda mutlu bir sonu olsun.
Leo : Tabi ki Bay furby nikah işlemleri sizden çünkü ben kimseyi tanımıyorum.
Cindy : Bay furby sofra hazır hadi gelinde masada konuşalım.
Sofraya geçerler.
O gece gülüşerek yemek masasında evkenecekleri günün planlarını yaptılar. Bay furbynin ve bayan Lucky ise onlara bu süprizide düşünmüş o siz merak etmeyin biz en kısa zamanda düğününüzü yapacağız. Gecenin bir yarısına kadar sohbetler gülüşüme sesleri geliyordu. .
Ertesi gün sabah erkenden bayan furby köydeki tüm kadınları ece topladı. Cindy için güzel bir gelinlik dikmeye karar verdiler. Beyaz tüllerden beyaz iplarden Cindy'nin de ölçülerini alarak çok güzel bir gelinlik diktiler.
Bay furby ise köyde nikah kıyma işlerini yapan iki kişiyi ayarladı.
3 gün sonra da köydeki herkes leoyu da evden dışarı çıkartıp leonun evine çeki düzen verdiler kırık dökük ne varsa tamir ettiler. Giysiler verdiler yemek hazırladılar Leoyu da Cindy de alarak güzel bir düğün yaptılar.
Leo ve Cindy artık o köyde yeni evli çift olarak yaşamaya başlamışlardı. O köydeki dul ve yetimler sözünü kaldırmış oldular.
Evliliği çok güzel geçeriyordu genç çiftin. Tek sorun Leo eskisi kadar güzel resimler yapamıyor resim yapması için yalnız kalması gerekiyordu.
Bir gün tuvalini, boylarını fırçaları oda alarak gece taş köprüye gitti.
Tuvalini kurdu bir şeyle yaparken Ağacın altında uyuya kaldı.
Tuval eskisi gibi renkli değil siyah beyaz griydi.
Leo rüyasında tuvalini bakarken gece renklerin soluk ve boş olduğunu fark etti
İyi geceler güneş
İyi geceler gece yüzüme vuran ay kızı ve yakamos
Elindeki fırçayı tuvale uzattı ve kendini tuvalini içine düşürdü.
Uzattı ellerini güneşe
Ey güneş söyle bana neden bu kadar üzgünsün? Neden ışıklarını yansıtmıyorsun doğaya? Bıkmadın mı insanları karanlığa boğmaktan?
Yoksa bana mı küstün? Küstürdüm mü seni? Bana senin her yeni güne yer yüzüne, doğaya tüm canlılara umut neşe ve iyilik hüzmelerini gönderdiğini söylediler.
Hani o kızıl tonun
Hani gece yakamosun
İhtişamın hani…
Bulutlar artık gözyaşlarını akıtıyor.
Sessiz çığlıklar insanın içini parçalıyor.
Uzaktaki fener artık ışığını vermiyor.
Artık deniz daha sert esiyor.
Yıllar sonra o ilhamı bulurmuyum yeniden?
Renkler artık eskisi gibi
Canlı durmuyor.
Ey güneş renklerini kaybettim bulurmuyum geriye kalan tonları?
Elbet bulursun evlat hep ileriye git ileri…
Yürüdü ve yansımadaki diğer tabloya zıpladı Leo, burası dört yanı çevrili bir kalenin labirent bir bahçesi yolumu yönümü bulup renkleri bulmam gerek diye düşündü ve hızla ilerledi labirentten. Sonuna geldiğinde büyük bir camı olan ağustos böceklerinin etrafında dans ettiği bir fanus gördü. Yerden bir taş alıp kırdı ve içinden yeşil renk çıktı. Eline alıp cebine attı.
Başka bir kapı açıldı ve Leo kapıyı açıp içeriye girdi. Başka bir tablonun içindeydi. Bir İlk bahar mevsimiydi. Hafif esen rüzgar çimler ise rengini kaymetmiş griye çalıyordu. Leo cebindeki yeşil rengin yarısını çimlere döktü. Doğa ve çimler adete yeşil renklerle beslenmiş kumrular şarkısını söylüyordu. Birden yoluna bir tavşan belirdi onu izledi Leo yol boyunca içinde kırmızı bir gül olan fanus gördü.
Yerden bir taş alıp fanusu kırdı. İçindeki kırmızı renk belirince yaprakların arasından alıp cebine koydu.
Saatlerce yürüdü Leo yine bir kapı gördü. Kapıyı açıp içeri girdi. Biraz daha yürüdükten sonra bitap düştü. Uzanıp gökyüzünü seyretmeye başladı. Yıldızlar her zamanki gibi değil kocaman görünüyor, elini uzatsa içlerinden birini alabilecek iş gibi hissediyordu.
Yıldızlardan biri alev topu olup hızla kayarak yakınlarda bir yere düştü. Leo korkarak kalkıp uzandığı yerden hızla alev topu olan yıldıza doğru koştu.
Bir fanusun içinde hala sıcak olan kömür gibi turuncu renk bulunuyordu. Soğumasını bekledi iyice soğuduktan sonra yerden bir taş alıp fanusu kırdı rengi alıp cebine koydu.
Yine bir kapı belirdi. Kapıyı açarak bembeyaz bir odaya girdi. Duvardaki resimler karmaşık eksiklikleriyle çok anlamsız duruyordu.
Ruhunda acı bir his vardı. Cindy'nin onun sevip sevmediği hakkında hep içinde hep bir şüphe yeşermişti. Frenk çileği belirdi duvardaki resimde ve masada tüm geri kalan renkleri görünce sevindi önce yalnız elini uzattığında renkleri alamadı. Renklerin kurulduğu ve duvardaki Frenk çileği resminin sarardığını fark edince Cindy'nin ona olan aşkından şüphe etmemesi gerektiğini her nereye giderse Cindy'ninde peşinden gelerek onun için yardımlarda bulunduğu sevgisinden emin olmuştur.
Leo kendi kendine şöyle düşündü.
Çünkü yeryüzüne inen hiç bir melek boş boşuna gelmemiştir. Duvardaki tüm resimler renkler ile toz zerrecikleri halinde yerlerini alıyor ve eskisi gibi canlı gözüküyordu.
Leonun şimdi tek yapması gereken ilk resme gidip güneşe renkleri sunmaktı.
Masadaki tüm renkleri de alıp cebine koyup kapıya ilerleyip birinci resme gitti.
İnsanlar güneş yüzünden yer yüzündeki tüm renkleri umutlarını kaybettikleri için birbirleriyle savaşıyordu. Her insan kendilerine siper yapmış o siperlerden birbirlerine ateş ediyor savaşıyordu.
Leo bu savaş bir an önce bitsin diye güneşe cebindeki tüm renkleri çıkartıp uzatıp verdi.
Çok geç olmadan güneş tüm ışık hüzmeleriyle renklerini yaymaya başladı. Yeni güne umutla…
İnsanlar renklerin ahenginde siperlerden çıkıp sıkıca birbirlerine sarıldılar.
Leo gözlerine güneş ışıklarını verince uyanı vermişti uykusundan.
Leo : Cindy'nin aşkından şüphe etmemeliydim. Çünkü şüphe onu için kuşku duymamı sağlıyordu. Buda bir yanımın kötü düşüncelere düşmemiş sağlıyordu. O benim Frenk çileğim.
Tuvaline baktı ve renklerini aradığı her yeri bir tuvale çizdiğin fark etti. Bu rüyayı hiç kimseye bahsedemem. Cindy kalkmadan eve gitmeliyim diyerek tuvalini fırçaları ı ve tüm renkleri toplayıp evinin yolunu tuttu.
Kapının önünde Cindy'nin iç çeke çeke ağladığını fark etti.
Leo: Neden ağlıyorsun?
Cindy : Ah be Leo gece yanımdan kalkınca sana birşey oldu sandım. Eşyalarını toplayıp beni bırakıp gittiğini sandım. Arkandan seslendim ama beni duymadın. Hem hani nereye gidersen beni de yanında götürecektin.
Leo : Arkamdan seslendiğini hiç duymadım. Gece köprünün oraya gidip resim yapmaya gittim. Orası benim saklı cennetim sende benim Frenk çileğimsin. Korkma seni bırakıp hiç bir yere gitmem hem uyuya kalmışım.
Hem öyle bir rüya gördüm ki anlatsamda inanmazsın Cindy, artık ağlama silelim şu göz yaşını. Sen bilmezmisin hem melekler asla ağlamazlar. Sende benim meleğimsin.
Birbirlerine sıkıca sarılırlar. Birbirlerine bir o kadar bağlıdırlar.
Cindy : tamam, Tamam ağlamayacağım. Hem akşama sana bir Süprizim var.
Leo : Ya nedir şimdi söyle.
Cindy : Akşam Bay furby ve bayan Lucky'i akşam yemeğine çağırdım. Bir anne bir baba oldular bize hem yuvamız kurdular. Sen hadi içeri geç kahvaltı yap ve iyice dinlen.
Kafasını sallayıp içeri geçip kahvaltı masasına oturdu. Kahvaltı yaparken uzun zamandır hiç bukadar huzurlu olduğunu fark etmişti. Kahvaltısını yapıp oraları toparladı Cindy iş çıkarmadan yatağına geçip biraz dinlendi.
Cindy bayan Lucky'nin evine gitti. Ve bayan Lucky bu sevinçli halinin altında Cindy'nin bir bebek sahibi olacağını hissetti. Ve çığlık atıp sevinçle Cindye sarıldı.
Cindy : bayan Lucky henüz haber vermedim akşam siz gelince haber vercem ama nasıl yapacağım bilmiyorum.
Hımmm
Bayan Lucky :Bak ben hayzel dünyaya gelmeden komşunun kızının bez bebeğini getirip eline koymuştum sende şu hayzelin tek çorabını eline verirsin. Akşama suratını görünce ne kadar sevineceğim tahmin ediyorum. Bak hem büyük bir aile olmaya başladınız bak.
Cindy : gerçekten sevinir mi bayan Lucky? Hem çok korkuyorum ya istemezse?
Bayan Lucky : evlat o nasıl söz tabi ister hem kim istemez anne baba olmayı o minicik elleri yarı uykusuz o geceleri bunlar tatlı güzel günler.
Bayan Lucky hayzeli hazırladı Cindy nın kucağına vererek hadi size gidip akşama birşeyler hazırlayalım furby size gelecek.
Akşam olunca Bay furbydr gelince bayan Lucky masada kaşıkla masaya vurdu Cindy'nin Leo'ya açıklayacağı birşey var. Cindy hadi evlat sıra sende
Bay furby ve Leo heyecanlandı.
Cindy : Leo tabağını kaldırıp altına bakarmısın? Süpriz m o işte.
Leo heyecanla tabağı yavaşça kaldırır ve el yapımı pembe tüllerden bir kız bebek çorabı gördü. Önce anlamadı.
Bay furby : ama bu, bu hayzelin çorabı.
Bayan Lucky Bay furbyi dürttü.
Gözleri dolan Leo benim benim bir kızım mı olacak diyerek masadan kalkıp Cindye önce sarıldı. Sonra Bay furbye ve dışarı çıkıp son sesi ike bağırdı baba oluyorum babaaaaaa.
Tekrar içeri girdi. Cindye sıkıca sarıldı.
CİNDY: Dur boğacaksın tamam bu kadar sevinceğini bilmiyordum.
Bay furby ve bayan Lucky
Artık sorumluluklarını artı evlat tüm köy size yardım edecektir.
Cindy gece leo'nun omzuna kafasını koyup iş çekti.
Cindy :16.yaşında eş olduk. Sevdik asla birbirimizi bırakmadık. Ne kadar birbirimize kızıp kırılsakta hep birbimizden biri şakayla Altan alıp o gece birbirimize asla sırtı dönük değil sarılarak yattık. Öyle olmasına rağmen oğlumuzu 17 yaşında elimize aldık. Onunla ağlayıp onunla güldük ve hatta onunla büyüdük. Çünkü bizde çoçuktuk. Her şeye rağmen hep birbirimizi tuttuk çünkü biz başında neyse sonunda da son nefesimize kadar hep beraber yürüyeceğiz.
Leo : Ellette beraber yürüyeceğiz benim frank çiçeğim.