Receb-i Şerif ayının yirmi yedinci gecesine tevafuk eden, gece Mir’ac gecesidir. Bizlere, böyle kıymetli bir geceyi tahsis ettiği için, Allah-u Teala’ya sonsuz şükürler ve bu gecede ümmetine namaz gibi güzel hediyeler verilmesine vesile olan Habibi Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e salat ve selam olsun.
Allah-u Teala buyuruyor ki:”(Bir mekanda bulunmaktan ve yüce Zat’ına yakışmayacak her türlü acziyet vasfından takdis, arılık ve) tenzih O Zat’a ki; bir gece (nin az bir anında, Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan (alıp), (Musa (Aleyhisselam)’dan beri vahyin iniş merkezi ve tüm peygambelredin mabedi olması hasabiyle dini açıdan, ırmaklar ve ağaçlarla çevrili olması itibarıyla da dünyalık bakımdan) etrafını bereketli kıldığımız o Mescid-i Aksa’ya götürmüştür. Ta ki ona (bir aylık yola bir gecede ulaşma, Beyt-i Mukaddesi ziyaret, bütün peygamberleri diri olarak görme ve yedi kat semada onların makamlarına uğrama ve Cemalimizi müşahede etme gibi) bazı ayetlerimizi göstelerim diye! Şüphesiz ki O, (tüm sözleri, özellikle Rasalullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in dualarını ve müşriklerin mi’rac dönüşü ona neler dediklerini hakkıyla işiten) Semi’de, (bütün işleri, bahusus Rasulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem)’in mi’raca mazhar kulunmasına vesile olacak kıymetli amellerini tam manasıyla gören) Basir de ancak O’dur. (İsra Süresi:1) Mir’ac olayı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hayatında cereyan eden en önemli hadise, dünya tarihinin en önemli olayı, başka bir ifade ile hiçbir yaratılmışa nasip olmamış büyük bir ikramdır. İsra kelime olarak geceleyin yürümek manasına gelir. Mir’ac ise; Yükseğe çıkış aracı, merdiven demektir. Buna göre Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Mekke’deki Mescid-i Haramdan başlayıp Kudüs’deki Mescid-i Aksaya olan yolculuğuna İsra, Mescid-i Aksadan göklere yükseltilerek yedi kat sema gezdirilip, Cennet ve Cehennem gösterilip, Arşı ve Kürsüyü geçerek nice ayetleri temaşa ettirildikten sonra, bilinmeyen makamlara çıkarılmış, oradan da şekilden ve mekandan münezzeh, keyfiyetten soyulmuş olarak alemlerin Rabbi ile görüşme olayına da Mir’ac denir. İsra olayı İsra Süresinde açık olarak geçtiğinden, inkar eden bir kimse kafir olur. Mir’ac olayı da meşhur hadislerle sabit olduğundan, inkar eden kimse Ehli Sünnet’ten çıkmış ve sapıtmış olur.
Mi’rac mucizesi, nübüvvetten on sene üç ay sonra Mekke’de Receb’in yirmi yedinci gecesinde vuku bulmuştur. (Bir başka görüşe göre Nüvüvvetten 12 sene sonra vuku bulmuştur.) Ayette de geçtiği üzere Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu Mi’rac’ı uyanık bir halde ruh ve beden ile gerçekleşmiştir. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz buyuruyor ki; Bir keresinde Beytullah’ın yanında uyku ile uyanıklık arası bir halde iken iki kişi geldiler. Göğsümü yarıp zemzemle güzelce yıkadılar. İçini iman ve hikmetle doldurdular. Daha sonra katırdan küçük, merkepten büyük beyaz renkli bir binek getirildi ki ismi Burak’tı. Adımını gözümün uzandığı yere kadar uzatıyordu. Bir anda Mescid’i Haram’dan Mescid’i Aksa’ya ulaştım. Burak’ı orada Peygamberlerin hayvanlarını bağladığı halkaya bağladım ve namaz kıldım. Ondan sonra birinci kat semaya yükseldik. Cebrail (Aleyhisselam) kapıyı çaldı kimdir o? Denildi. Cebrail (Aleyhisselam) “Ben Cebrail” dedi. Yanındaki kimdir? Denildi. O “Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)” dedi. O gönderilmiş miydi? Diye soruldu, “Evet” dedi. Kapı açıldı içeri girdik. Adem (Aleyhisselam) ile karşılaştık. Ona selam verdim. Merhaba ey oğul, merhaba ey peygamber dedi. Sonra ikinci semaya çıktık. Yahya (Aleyhisselam) ve İsa (Aleyhisselam) ile karşılaştık. Sonra üçüncü semada Yusuf (Aleyhisselam) ile dördüncü semada İdris (Aleyhisselam) ile beşinci semada Harun (Aleyhisselam) ile altıncı semada Musa (Aleyhisselam) ile nihayet yedinci semada da İbrahim (Aleyhisselam) ile karşılaştık. Allah-u Teala’nın huzuruna kabul edildiğinde. Kendisine:
1-Ümmetinden şirk koşmamak şartı ile “La İlahe İllallah Muhammedur Rasulullah” diyen her Müslüman’ın cennete girebileceği müjdelendi.
2-Bakara Suresi’nin son ayetleri (Amenerrasulü) verildi.
3-Her gün kılınmak üzere 50 vakit namaz sevabına denk olan 5 vakit namaz farz kılındı.
4-İsra Suresi’nin 22.-39. Ayetlerinde bahsedilen 12 adet İslam prensibini getirmiştir.
5-İyi amele niyetlenen kişiye ‘onu yapmasa bile bir sevap, eğer yaparsa 10 sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye onu yapmadığı müddetçe hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece 1 günah yazılacağı müjdesini getirdi.
6-Mir’a gecesi Allah-u Teala ile karşılıklı selamlaşma ve sohbetinden bazı sözleri getirmiştir ki (et-Tehiyyatü) diye meşhur bu sözler, bütün namazlarda teşehhütte otururken okunmakla, Mir’ac ta Allah-u eala ile Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) arasındaki o kutsi sohbeti hatırlamakta ve benzeri bir mükalemeye namaz kılanı mazhar etmektedir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Mir’ac’tan dönerken getirdiği bu hediyelere sahip çıkmalı. Onları gözbebeğimiz gibi korumalıyız. Bir müminin günde 5 vakit namaz kılması, Allah-u Teala’nın hediyesini kabul etmesi demektir.
Mir’ac gecesinin İslam alemi hakkında bereketli geçmesini Allah-u Teala’dan niyaz ederiz.