İSTEMEYİ BİLMEK
İnsanoğlunun sınırsız, bitip tükenmeyen istekleri vardır. Bu isteklerimiz maddi ya da manevî şekilde olabiliyor. Çocukluğumuzda isteklerimizi ailemizden talep ederdik. Okulda öğretmenlerimizden notumuzu biraz daha yükseltmesini isterdik.
Yetişkin olduk, iş arıyoruz; bu sefer de çevremizdeki ‘hatırı sayılır’ insanlardan bize bir iş bulmasını istemeye başladık. Eşimizden dostumuzdan istediklerimiz de hakeza.
Bu isteklerimizin bazıları karşılanmış, bazılarında ise büyük hayal kırıklığı yaşamışızdır. Çünkü kimden nasıl istenir bilmiyoruz.
Unutuyoruz ki mülkün de, istemenin de sahibi Yüce Allah (c.c)’tır. Yaradan varken yaratılmışlardan bir şeyler talep etmek, yaptığımız en büyük yanlışlardan biridir.
Allah-ü Teâlâ (c.c) Kur'an- ı Kerîm'de: “وَقَالَ رَبُّكُمُ ٱدْعُونِىٓ أَسْتَجِبْ لَكُمْ
Bana dua edin, size icabet edeyim" [Mü’min/60] diyor.
Enes (r.a)’den rivayet edildiğine göre Efendimiz (s.a.v)’in Rabbinden rivâyet ettiği bir hadîs-i kudsîde Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Kul(um) bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşırım; o bana bir arşın yaklaşınca ben ona bir kulaç yaklaşırım; o bana yürüyerek geldiği zaman, ben ona koşarak varırım.” {Buhârî, Tevhîd 50. Ayrıca bk. Müslim, Zikir 2, 3, 20-22, Tevbe 1; Tirmizî, Daavât 131; İbni Mâce, Edeb 58}
Bediüzzaman Said Nursî hazretleri de Risale-i Nûr'unda: “Allah (c.c.) vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi." (bk. Nursi, Mektubat, s.302) diyerek Yüce Yaratıcı’ nın cömertliğinden bahsetmiştir.
Peki, bize vermeyi isteyen Rabbimizden nasıl talepte bulunmamız gerekir? Öncelikle Allah'a karşı kulluk vazifelerimizi yerine getiren biri olmamız gerekiyor. Buna kendimizden örnek verelim; Diyelim ki bir arkadaşımız, sadece başı sıkıştığı zaman gelse, bizden bazı isteklerde bulunsa; mutlu günlerinde bizi unutsa hiç arayıp sormasa ne düşünürüz? Hoşumuza gitmez değil mi “Git mutlu gününde kiminleysen ihtiyacını da o gidersin” deriz.
Peki biz insanları eşref-i mahlûkat olarak yaradan, sayısız nimetler ile perverde eden Rabbimize yalnızca sıkıştığımızda dua etmek ne kadar büyük bir abestir değil mi?
Yaradan'a layık bir kul olmaya çalıştıktan sonra, O'nun vereceğine inanarak, kalpten ve samimi bir şekilde istememiz gerekir. Bazı istekler bizim için hayırlı olmayabilir fakat bu noktada da hakkımızda hayırlı olanı istemeliyiz.
Dün bir arkadaşımla bu konuda sohbet ederken kendisi çok güzel bir örnek verdi. Yakın bir komşusunun bir çok duasının kabul olduğunu söyledi. Bunun nasıl olduğunu sorduğumda da: “Teyzemiz Allah'a hep ‘hayırlısıyla istiyorum' diye net bir şekilde dua ederdi" dedi.
Daha önce duaya hiç bu açıdan bakmadığım için o anda bir aydınlanma yaşadım, hatta arkadaşım gözlerimin parladığını söyledi. O andan itibaren dualarımın artık bu şekilde olmasına karar verdim.
Demek ki Rabbimiz bizden sürekli istememizi ve ne istediğimizi de net bir şekilde dile getirmemizi istiyor. Bu şekilde belki de hakkımızda hayırlı olmayan şeyleri dahi Allah (c.c) hayırlıya çevirebilir.
Allah (c.c) cümlemize, O'na layık ve O'ndan layıkıyla istemeyi bilen kullar olabilmeyi nasip etsin.