Şahsuvar Bey ve Dilaver Efendi ertesi salı günü yeniden artık Eleni hanımın olduğu bilinen köşke gitmek için yola koyuldular ve bu yolculuklarında yanlarında tedbir amaçlı beş asker almışlardı. Bu kez yolculukları sorunsuz bir şekilde tamamlandı.Eleni hanımın köşkü matem günlerini yaşıyor havasından çok uzaktı. Müştemilatta kalan ve köşkün bütün işlerinden sorumlu olan Hacı Efendi, Ali Derviş Ağa'nın ani vefatını öğrendiği gün dünyası başına yıkıldı ve birkaç gün müştemilatta sesiz sedasız ağladı. Onun bu kederli günlerine son darbeyi ise Eleni hanım vurdu. Ona bundan sonra köşkte çalışmayacağını biraz da kaba bir üslupla anlattı. Bavulunu toplayan Hacı Efendi çağrılan at arabayla memleketi Tırhala’nın yolunu tuttu.
At arabasının yavaşlamasıyla pencereye yönelen Eleni hanım, Hacı Efendinin bir şeyler unuttuğunu düşünerek doğruca kapıya yöneldi ve at arabasından inen Şahsuvar Bey ve Dilaver Efendiyi görünce beti benzi atmıştı. Gelenler arasında Hacı Efendi yoktu. Şaşkınlığını gizlemeye çalışarak kapıdan çıkıp eşiği yavaş adımlarla geçti ve mermer merdivenlerden inmeye başladı ve son basamakta Şehsuvar Bey ve Dilaver Efendi ile göz göze geldiler.
Eleni Hanım az önceki şaşkınlığını atamamış bir halde:
-Buyurun efendim kime bakmıştınız? diye cılız bir sesle misafirlerini karşıladı.
Şehsuvar Bey :
-Eleni hanım siz misiniz? diye son derece kararlı bir şekilde sordu.
Eleni hanım yutkunarak evet dedi ve söze Defterdar Emini Dilaver Efendi devam etti:
-Kasabanın mümtaz şahsiyetlerinden biri olan eşiniz Ali Derviş Ağa'nın vefatını dolayısıyla öncelikle başınız sağ olsun .Eşiniz çok iyi biri olmasının yanında çok cömert ve yardımsever bir kişiydi. Baba ocağı Tırhala’da bir cami ve Tripoliçe'de ise kasabanın en büyük aşevini yaptırmıştı ve günlük olarak ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek çıkıyordu. Onun bu anı ölümü, kasabada derin bir üzüntüye yol açmıştı. denemişti ki, Eleni hanım araya girdi:
-Bu üzüntülü günümde bana bunları söylemek için mi geldiniz dedi ve ağlamaya başladı.
Dilaver Efendiyi ise Eleni hanım acınızı anlıyorum lakin daha önemli bir durum daha var demeye kalmadan Eleni hanım:
-Evimden hemen gidin ve beni yalnız bırakın sesi koca köşkte yankılanmıştı.
Dilaver Efendi araya girerek eşiniz Ali Derviş Ağa'nın vasiyeti üzerine Defterdarlık mührü olan kağıtları Eleni hanıma gösterdi.
Ali Derviş Ağa'nın vasiyeti Eleni hanımın yüzüne karşı okundu. Vasiyet bu köşk de dahil bütün emlak arazi ve çiftliği ve değirmen artık Osmanlı Devleti’nin malı olduğu ifadeleri yer alıyordu.O an Eleni hanımın yüzünde bin yıllık öfke belirdi. Bu durumu Ettore'ye nasıl izah edecek onu düşünüyordu. Hesapta olmayan bazı durumlar ortaya çıkmıştı.