Semavi dinlerde yer alan iyiliklerin büyüklüklerinin önemsizliği sadece herkesin iyilik yapması için değildir. İyilikler arasında gerçekten bir hiyerarşi bulunmamasıdır. Örneğin yirmi altını olan birisinin on beşini vermesi ile yüz altını olan birinin yirmisini vermesi eşdeğer değildir. Birisi çok feda etmiştir sahip olduğundan, bu yüzden daha fazla kayıp hisseder. Hissettiği bu kayıp kendi iradesinden inayet ile geldiği için de huzuru bir o kadar artar. Diğeri ise aklına seksen altını kaldığını getirmez ve o yirmi altının eksikliğini hissetmezse hiçbir şey feda etmiş değildir. Çünkü bu eşya için de insan için de geçerlidir. Eksikliğini hissetmediği hiçbir şey iyilik yaratmaz. Feda etmediği hiçbir şey ona yeterince huzur vermez. Bu yüzdendir dünyada hiçbir şeye sahip olmama prensipli doğan kinizm ya da stoacılık. Huzur fedadan gelir. Neyi kaybederse, kaybın büyüklüğüne göre bir bedel öder. Ödediği bedel ise ona huzur olarak döner. Bu huzurun elde edilme biçimidir.