Kadınlarımızın Değeri
Arabanın silecekleri yağmura yetersiz geliyordu. Eşimle birlikte Dünya Kadınlar Günü etkinliğine davetliydik. Çok fazla trafik vardı ve yarım saatlik yolumuz kalmıştı. Son zamanlarda fazlasıyla artan kadın cinayetleri, çalışamayan kadınlar, ihtiyaç duyan yaşlılarımız için krize, şiddete, eşitsizliğe karşı amaçla hazırlanılmış organizasyona katılmamız gerektiğini düşünüyorduk.
Trafik durmuş ve hızını sürekli arttıran yağmur vardı. Eşim ilerde kaza olabileceğini, bu kadar trafiğin olmasının başka sebebinin olmayacağını dillendirdi. Eşim haklıydı, beş dakika sonra çekici ve ambulans emniyet şeridinden hızla geçti. Ölümlü bir kaza olmamasını temenni ediyorduk. Oyalanmak için radyoyu açtık.
Radyoda, yolu Sivas’tan geçen bir muhabir yol kenarındaki tarlasında çalışan yaşlı bir adamı görünce, hem dinlenmek hem de biraz sohbet etmek için arabasını yol kenarına çekmiş. Yonca tarlasına doğru giden iki çocuğun tarladaki adamı göstererek konuşmalarını işitmiş.Muhabir tebessüm ederek yaşlı adamın yanına gitmiş ve selam vermiş. Tarlada çok yorulan adam selamını almış. Muhabir espri olsun diye “Amca anneniz yukarı köydeki Muhtar’a kaçmış diyorlar doğru mu?” deyince yaşlı adam kazmayı kenara koymuş, bir eliyle şapkayı çıkarırken diğer eliyle alnındaki teri silmiş. Kafasını muhabire dönerek suçlu saflığıyla “Valla kardeş ne eksiği vardı da bırakıp gitti bende anlayamadım. Burada anamla gül gibi geçinip gidiyorduk.” demiş.
Amcanın verdiği cevap bizi çok etkilemişti. Hanım “Anadolu’nun insanları kadının bir eksiği yoksa evinde kalmasının doğru olacağına inanıyor.” diyordu.
Yağmur azalmış yol açılmıştı. Geçte olsa salondaki yerimizi almıştık. Konuşmacı sırayla analarımızı, yaşlılarımızı, kimsesizleri, muhtaçları anlatıyordu.
Mübarek elleriyle bizi sarıp sarmalayan, sıcak nefes ve duasıyla evlatlarına ilaç olan analarımız. Kainatın en özel çiçekleri, aşklarımız, sevdalarımız, bizi biz yapan, yüreğimizi açtığımız müstesna bir yere sahip olan kadınlarımız. İlham vererek yaşamımızı cennete çeviren, özgür ve saygın olmalarıyla ülkelerin medeniyet ve kültür seviyesinin ortaya koyan kadınlarımız.
Yurdumun güzel insanları böyle düşünseydiler, bu kültürler yetiştirilseydiler, anne babalarını incitseydiler, her şeyden önce herkese insan gözüyle bakabilseydiler ne güzel olurdu. Onlar başımızın tacı olması gerekirken, yüreklerini sevgi, saygı ve vefayla doldurmamız gerekirken; hiç hak etmedikleri vasıflar yükleyerek onları değersizleştirmek çok acı. Ne mutlu büyüklerin, kadınların kıymetini bilen, kadın erkek eşitliğine inananlara…