Kalbimizin içinde küçücük kulübeler düşünün. İrili ufaklı, renkli renksiz, çeşit çeşit. Hayatımıza giren herkesi oralara yerleştiriyoruz. Kiminin kulübesi sıcacık, kiminin ki serin, kiminin ki çok bakımlı ve temiz kiminin ki de dağınık belki de kirli. Bazen sessiz sedasız bir kapı sesi duyuyoruz bir bakmışız birileri çıkıp gitmiş, kimi zaman da paldır küldür gitmişler dönüp bakamamışız. Boş kaldı diye kulübeleri yıkalım mı? Mis gibi kulübe, alırsın yepyeni misafirler başının üstünde yeri olur. Bize gelince bazen iyi misafir ediyoruz herkesi, bazen birileriyle ilgilenmekten kalanı unutuveriyoruz. Bazen kapılarına kadar gidiyoruz, bazen uzaktan bakıyoruz ama biliyoruz oradalar. Gelin bugün o kulübeleri biraz düşünelim boş olanları yeni gelecekler için temizleyelim, kapısı aralık olanların ayağı dışarıda ise azad edelim, bu aralar arayıp sormadıklarımız varsa ziyaret edelim.