Bir mektup yazmıştı evvelden sevdiği, ciğerleri sanki nefes almayı unutmuştu yutkunamıyordu
Bir masal bir film bir çok şeyin en az olanıydı bu hikaye
Yıllardır saklar dururdu Oyalı mendilinde sonra, sonra kaç kere okumak için aldı eline ama dili varmıyordu yazılanı tekrar etmeye..
Tekrar tekrar baktı ve son kez okumak için eline aldı öptü kokladı bilmiyordu ki sevdiği terk etmişti geriye kalan şu satırlar dışında
Acı bir son bırakmıştı sevdiğine okudu okudukça hançerler saplanıyordu sanki... Kayıp bir mevsim gibiydi saçları salkım salkım dökülürdü omuzlarına gözleri ise Eylül gibiydi hüzünlü bakardı sarı sarı yapraklara
Ve okumak için zorladı kendini tekrar etti dili sevdiğinin son sözlerini..
Yaşı kemale ermeden kaçtı sevdiğine,
Bir mektubu vardı elinde saklar dururdu
Oyalı mendilinde.
Sıkıştırıvermişti sevdiği kaldırım çiçeğini
Mektubun arasına,
O vakit bu vakitti adına sarhoş olmuştu mevsimler
Soğuk iklimlerde doğan yaz güneşiydi yüreği
Bir sevdiği vardı evvelden,
Evlerin bacaları tüter havayı is kaplardı
Bekler durdurdu aynı yerde
Soğuk vururdu yüzüne sıkıca sarılırdı
Sevdiğinin Oyalı mendiline
Nefesi kalmıştı sanki üzerinde
Isıtır içini dudaklarını değdirdiğinde
Delice özlüyordu sevdiğini ne içtiğin suyun anlamı vardı
Ne de yediğin yemeğin anlamı an olur nefesi kesilirdi
Gece bir başına dolanır dururdu
Kentin sokaklarında
Bir sevdiği vardı evvelden
Gece yarıları sıçrayarak uyandırırdı
Uyuduğu yerden
Kaybedilmiş mevsimler gibiydi
Geçen günler bir, bir kaldırım
Çiçeğinde arardı sevdiğinin suretini
Deli divane olmuştu güz çiçekleri
Adım adım yazılıyordu sanki adı
Özlem dolu güncesine..