Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Karanlığım Ol 20.Bölüm - Sözümoki
27 Şubat 2022, Pazar 17:19 · 330 Okunma

Karanlığım Ol 20.Bölüm

"Gonca yüzüğüne bakmayı bırak artık aradan bir ay geçti." Diyerek gittikçe daha çok büyüyen karnını okşadı Su.

Doğum yaklaşıyor heyecanı git gide de artıyordu.

"Ne yapayım Su! Evleniyorum yakında." Gülerek yanağını Su'nun karnına yasladı.

"Ben de doğuruyorum her an karnıma mı bakıyorum ha?"

"Tamam didişmeyin artık kızlar. Ben çıkıyorum bebeğim kendini çok yorma. Seni seviyorum." Diyerek Su'nun önce saçlarına ardından da karnına öpücük kondurdu Bera.

"Biz de seni seviyoruz babası!" gülerek her geçen gün git gide aşık olduğu adama baktı uzun uzun.

Evden çıkıp arabasına doğru ilerledi. Gelen mesaj ile olduğu yerde durup derin bir nefes aldı.

Bahçede oynayan Asil ve Nehir'e çevirdi bakışlarını.

"Nehir gel buraya amcacığım. Bir yere gidiyoruz."

Gül bebeğini abisine verip koşarak amcasının yanına geldi.

"Nereye gideceğiz amca? Lunaparka mı yoksa!" diyerek olduğu yerde zıplamaya başladı.

"Daha güzel bir yere. Gel bakalım." Gül'ü tek hamlede kucaklayıp arabaya bindirdi. Kendisi de apar topar binip sürmeye başladı.

Bir yola bir de arkada heyecanla yolu izleyen yeğenine değiyordu bakışları.

Belki bir gün Berrak Nil de Gül gibi bir kız olacaktı. Güzel, sevimli ve dik başlı...

Arabada yankılanan zil sesiyle arkasına yaslanıp aramayı cevapladı. Bir süre karşı tarafı dinledi.

"Tamam, yoldayım. Bir sorun çıkmasın Fikret." Aramayı sonlandırıp gaza yüklendi.

Geçmiş

Bera Fransa'nın sokaklarında öylece durmuş ona tarif edilen adamın gelmesini bekliyordu. Gözleri karşıdan gelen baba ve oğlunu delip geçiyordu.

Abisinin babasını öldürmesinin üzerinden her ne kadar yıllar geçse de, babası annesine oldukça kötü davransa da Bera'nın içindeki baba hasreti hiçbir türlü son bulmamıştı.

Bu konuda hep Alparslan'ı suçlamış ancak ona hiçbir zaman belli etmemişti.

Belki de şuan abisi babasını öldürmeseydi o baba ve oğlunun yerinde onlar olabilirdi diye geçirdi içinden.

"Bera Karahan?" adını seslenen adama doğru dönüp kafasıyla onayladı ismini.

"Bin. Patron seni bekliyor." Diyerek arabanın kapısını açtı.

Bera hiçbir konuda bu kadar kararlı olmamıştı.

Teklifin geldiği ilk günden beri intikam ateşi ile dolup taşıyordu sevgisiz kalan kalbi ve bedeni.

Arabaya binip yan tarafta oturan adama çevirdi bakışlarını.

"Hoş geldin küçük Karahan." Bacak bacak üzerine atıp şapkasını kafasından çıkardı.

Sinirle derin bir nefes alıp sinirini yatıştırmaya çalıştı Bera. Arka plana atılmaktan oldu olası nefret ederdi.

Neden hep abisi başrolde olmak zorundaydı? Neden hep abisi annesinin gözdesi olmak zorundaydı? Neden en korkutucu Karahan Alparslan Gurur olmak zorundaydı?!

Boğazını temizleyip "Dinliyorum Fikret." Dedi.

"Telefonda da bahsettiğim gibi Bera. Bizimle iş birliği yapacaksın. Birlikte Alparslan'ı bitireceğiz. Böylelikle onun tahtına da sen geçeceksin."

Bera'ya bakıp devam etti.

"Görmezden gelinen olmak nasıldır bilirim küçük Karahan." İyice damarına basıyordu Bera'nın.

"Alparslan'ın atacağı her adımı bana bildirirsen bitirmemiz çok daha kolay olur. Hem serveti hem de yeraltındaki saygınlığı direkt olarak sana geçer. Sana düşünmen için zaman veriyorum. Zor olacaktır. Ne de olsa abin."

Bera boynunu kütletip kafa salladı.

"Zamana gerek yok Fikret. Senin tarafındayım. Meraklanma benden şüphelenmez." Kapıyı açıp arabadan inecekken durup Fikret'e döndü.

"Eskiden sevdiğim abim." Diyerek arabadan indi.

Yeraltının da şirketlerin de tek bir sahibi olacaktı en kısa zamanda. Bera KARAHAN...


Bakışlarını tekrardan Nehir'e çevirdi. İçinde bir nebze de olsa bir pişmanlık hissetmek istedi.

Ancak tüm vücudunu pişmanlık yerine kıskançlık kaplamıştı. Ucu bucağı bulunmayan bir kıskançlık...


Özgür bahçede tek başına oyun oynayan Asil'in yanına gelip oturdu.

"Dayım neden tek başına oturuyorsun? Kardeşin nerede?" diyerek Asil'i kucağına çekti.

"Amcam götürdü." Eliyle kapıyı işaret edip Özgür'e baktı.

Konuşmayı yavaş yavaş öğreniyor, uzun olmasa da cümleler kurabiliyordu.

"Seni neden götürmedi amcan?" kaşlarını çattı.

Bera'nın Asil ve Gül'ü ayırdığına hiç denk gelmemişti. Her zaman nereye gitse hep ikisini götürürdü. 

Zaten bu konuda Nil herkesi uyarmıştı. Ayrımcılık yapılmayacaktı.

"Gezmeye dedi dayı." Önüne dönüp arabası ile oynamaya devam etti.

Özgür Asil'in yanından kalkıp bahçenin diğer ucuna ilerledi.

Bir şeyler döndüğünü hissediyordu. Bir şeyler oluyordu ve ne olduğunu bulacaktı. Bazı zamanlar Bera'nın gizli gizli telefon konuşmalarına da şahit olmuştu. Pek tiye almayıp işine bakmıştı.

Nehir işin içinde olmasa kılını kıpırdatmazdı Bera için. Yeğeni söz konusuydu.

Dayısının gülü söz konusuydu.

Cebinden telefonunu çıkarıp Müge'yi aradı.

"Güzelim acil lazımsın bana. Sizin evdeyim. Bir de bilgisayardan anlayan birisi gerekiyor. Uzaktan bağlantı yapabilen kısaca. Ben de seni seviyorum." Müge'nin konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapatıp Alparslan'ın çalışma odasına ilerledi.

Muhtemelen işte değil de evde olsa bu odada olduğu için bir güzel dayağını da yerdi.

Bir süre bekledikten sonra Müge yanında bir adamla odaya girdi.

"Ne oluyor sevgilim? Umarım yüzüme kapatmanın bir açıklaması vardır." Diyerek kolunu Özgür'ün beline sardı.

"Var güzelim var. Konu Nehir." Saçlarına uzunca bir öpücük kondurdu.

"Ne oldu Gül'e? İyi mi?" telaşla baktı.

"Umarım iyidir." Bakışlarını karşısında duran adama çevirip elini uzattı.

"Ben Özgür. Nil'in abisi Müge'nin sevgilisiyim."

"Doğu. Alparslan'ın en yakın arkadaşıyım." Diyerek Özgür'ün elini sıktı.

"Memnun oldum. Sana Bera'nın numarasını vereceğim içindekilere erişebilir ya da nerede olduğunu bulabilir misin?"

Doğu çantasından bilgisayarını çıkarıp masaya oturdu.

"Müge beni buraya boşuna getirmedi Özgür." Gülerek bilgisayarını açıp bir şeyler yapmaya başladı.

"Akıllı sevgilim benim." Sıkıca sarıldı Müge'ye. Artık tüm hüznünü de sıkıntısı da Müge'nin güneş sarısı saçları arasında dindiriyordu.

Müge de sarılışına karşılık verip yanağını öptü.

"Bera'nın telefonunun içindeyim."

"Mesajlara gir hemen." Müge'den ayrılıp Doğu'nun yanına oturdu.

Doğu mesajlar kısmına girip şüphe çeken detaylara bakmaya başladı.

"İşte buradasın." Mesajı açıp okudu.

"Fikret ile buluşacak." Bakışlarını Özgür'e çevirdi.

"Fikret, Alparslan'ı bitirmek isteyen adamlardan birisi."

"Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk?!"

Herkesin bildiği kadarıyla Bera hep Alparslan'a özenen bir çocuktu.

Alparslan hangi baskına giderse gitsin onunla gitmek için can atardı her defasında.

"Adresini bulabilir misin?" alnını ovalayıp gözlerini kapattı.

Bera her an bir delilik yapıp Nehir'i tehlikeye atabilirdi.

Buna ihtimal vermek dahi istemiyordu.

"Buldum bile, çıkalım." Masadan kalkıp bilgisayarını kucağına aldı.

"Özgür abimi ara söyle. Ama yengeme söylemesin çok telaşlanır. Ben de Vedatlara haber veririm." Diyerek vakit kaybetmeden Vedat'a mesaj gönderdi.

"Bu işte parmağım olduğunu Alparslan bilmeyecek. Doğu sen ara konuş." Hızlıca dışarıya attı kendisini.

Doğu bir yandan yürüyor, bir yandan ekrana bakıyor, bir yandan ise Alparslan'ı arıyordu.

Alparslan telefonu açtığında sakin bir şekilde 'Kardeşim durumlar karışık.' Dedi.

Alparslan göğsünde uyuyan Nil'i yavaş hareketlerle koltuğa yatırdı.

"Hayırdır Doğu? Neresi karıştı? Ya da kim karıştırdı?" camın önüne ilerleyip elini cebine attı.

"Bera Fikret'e gitmiş kardeşim. Özgür hareketlerinden şüphelenmiş beni aradı. Bera'nın telefonuna girdiğimde Fikret ile olan mesajlarını gördüm. Takas yapacaklarmış."

Alparslan elini yumruk yapıp cama yasladı.

"Ne bokuna gitmiş Fikret'e?! Bırakın vurulup geri gelir. Akıllanır belki." Ne kadar onu bu işlerden uzak tutmaya çalışsa da Bera her defasında kendini belanın içine atmaya çalışıyordu.

"O gelir de." Duraksayıp tedirgin bir nefes aldı. "Yanında Gül'ü de götürmüş. Takas onunla alakalı olabilir."

"Topla adamları Doğu! Konumu at bana!" telefonu kapatarak hızlı adımlarla Nil'in yanına geldi.

"Alacağım kızımızı Gülüm, alacağım." Diyerek uzunca alnını öptü.

Vakit kaybetmeden arabasına atlamış Doğu'nun gönderdiği konuma gelmişti.

Arabadan inip onu bekleyen Vedatların yanına geldi.

"Abi henüz kimse meydana çıkmadı. Arabalarındalar. Bera'nın arabası da yok." Vedat elinde tuttuğu tokayı Alparslan'a uzattı.

"Hilmi yerde bulmuş."

"Sabah Nehir'in saçındaydı bu." Özgür öne çıkıp Alparslan'a baktı.

"Sen geride dur Özgür. Bir de seninle uğraşmayayım!"

Gurur elinde tuttuğu tokayı sinirle sıktı.

"Söz konusu yeğenim Alparslan! Ben de sizinleyim." Hilmi'nin verdiği silahı beline koydu.

"Ölmemeye çalış." Belinden silahını alıp ayarladı. Özgür'e sarılıp sırtına vurdu.

"Eyvallah, denerim." Hafifçe gülerek o da sarıldı Gurur'a.

"Yerlerinizi alın. Bera hariç diğerlerini harekete geçtikleri an indirin!" diyerek bir köşede yerini almıştı.


Bera arka koltukta oturan Gül'e dönüp gülümsedi.

"Zamanı geldi amcam. İn bakalım."

"Amca burası eğlenceli bir yer değil. Neden buraya geldik?" dolu olan gözleriyle amcasına baktı. Annesini istiyordu. Her ne kadar yanında amcası olsa da ürkmüştü.

Bera sinirle arabadan inip Nehir'in kapısını açtı. İndirip omzuna aldı.

"AMCA BIRAK GİTMEK İSTİYORUM!" çırpınarak Bera'dan kurtulmaya çalışıyordu. Ani hareketleri daha da korkmasına neden olmuştu.

"Korkma amcacığım. Çok kısa sürecek." Diyerek karşısında onları bekleyen Fikret'e doğru ilerledi.

"Yeniden hoş geldin Karahan. Ve daha küçük Karahan. Söz verdiğim gibi ben de korumasız geldim" gülerek ellerini teslim olurmuşçasına havaya kaldırdı.

"Hoş bulduk, hoş bulduk." Nehir'i indirip elini tuttu.

"Nehir'i ne yapacaksın Fikret?"

"Yurtdışına satacağım. Sana da kızı getirmenin karşılığında şuan Alparslan'ın yönettiği teslimatı vereceğim. En önemli olanı. Bu sayede artık yeraltında senin de söz hakkın olmuş olacak."

Bera Nehir'in yanına eğilip ellerini tuttu.

"Amcam şimdi o adama git. Seni babana götürecek. Baban seni alması için yollamış."

"Amca babam Vedat ve Hilmi amcandan başkasını seni almaya göndermem dedi bana." Burnunu çekerek Bera'ya baktı.

"Onların işi varmış Nehir, hadi." Diyerek Gül'ü hafifçe sırtından itti.

Onu Fikret'e verirken gözünü bile kırpmamıştı. Asıl Bera buydu. İntikam için kanından vazgeçecek bir adam...

Fikret Nehir'in elin tutup diğer elin de Bera'ya uzattı.

"Anlaştık ortak. Benim mekânda görüşelim akşam."

"Anlaştık ortak." Diyerek elini sıktı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip etrafına baktı. Ona doğru gelen Hilmi, Vedat, Doğu ve Özgür'ü görünce telaşla silahını eline aldı.

"KAÇ FİKO TUZAK!"

Fikret Nehir'i kucağına alacakken Doğu tek bir hamlede kucakladı Nehir'i.

"Nereye Fiko daha karpuz kesecektik." Diyerek gözünü bile kırpmadan Fikret'i vurdu Özgür.

Alparslan'ın işareti ile herkes arabaya giderken Bera kaçmak için arkasını döndüğünde alnına değen silah ile abisine baktı.

"Abim."

"NE VAR LAN KIYMET BİLMEZ PEZEVENK!" sinirle karnına tekme atıp Bera'yı yere düşürdü.

Bera yerden kalkacakken bir tekme daha savurdu karnına Alparslan.

"Vur lan! Vur! Ne de olsa sen ALPARSLAN GURUR KARAHAN'sın. HER ZAMAN EN İYİSİSİN!" Yerden kalkıp Gurur'un karşısında dikildi.

"Ne istedin de vermedim lan sana! NE İSTEDİN DE YAPMADIM PİÇ!" silahı göğsüne bastırdı.

"Ben seni okutmak için okumadım! Seni yaşatmak için yapmadığı m pislik kalmadı! Ama sen? Sen ne yaptın lan! Yeğenini sattın!"

Bera hafifçe güldü.

"Sadece onu yaptığımı mı sanıyorsun?" daha çok gülmeye başladı.

"Nil'i tehdit ettiren, Asil'i vasiliye veren, depolarını patlatan da bendim."

Alparslan duydukları ile damarlarına hükmeden sinirleri git gide daha net hissediyordu.

"Ama öyle bir orospu çocuğuymuşsun ki bir türlü gebermedin! Babam keşke gebertip köpek leşi gibi atsaydı seni!"

Alparslan Bera'nın gözlerine bakarak silahını ateşledi.

Bacağından vurulan Bera yere düşüp bacağını tuttu.

"Aslında tam bir korkaksın! Hedef almayı beceremeyen bir korkak!" gülerek Gurur'a baktı.

Gurur yavaş adımlarla Bera'nın üzerine yürüdü.

Silahı alnına dayayıp tiksinircesine baktı.

"Öldür lan had-" demesine kalmadan alnından vurdu.

Bera'nın son nefesini vermesini izlerken yüzüne eğildi.

"Bundan sonra dalımı kıranın ağacını kökten sökeceğim!"....

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Muhasebe konusunda en çok merak ettiğin konu nedir?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.