Giriş yap! Hesap oluştur!
Nedir?
Ara
Şifreni mi unuttun?
Karanlığım Ol 7.Bölüm - Sözümoki
27 Şubat 2022, Pazar 17:02 · 290 Okunma

Karanlığım Ol 7.Bölüm

Gurur ve Gül geçen iki günde birbirine iyice alışmış, kaybolan yılların hasretini gideriyorlardı.

"Gülüm hadi sen şimdi uyu annenle benim biraz işimiz var." Diyerek kızının saçlarını öptü.

Gül kollarını babasının boynuna sarıp heyecanla yüzüne baktı.

"Babacığım amcam ve teyzemle ne zaman tanışmaya gideceğiz? Onlarla oyunlar oynamak, boyamalar yapmak istiyorum."

Alparslan kızının bu hevesli hallerine gülümsedi. Tam da hayallerindeki gibi bir kızdı. Şımarık, sevimli ve tıpkı Nil gibi...

"Uyuyup uyan gideceğiz gülüm." Nehir'i kucaklayıp odasına götürdü. Yatağına usulca yatırıp saçlarına bir buse kondurdu.

Nil'in ise heyecan ve korkuyla beklediği o gün sonunda gelmişti.

Müzayedeye gidecek, alması gerekeni alacak ve güvenini Gurur'a bir nebze de olsa kanıtlamış olacaktı.

Aynada kendine son bir kez bakıp kapıda onu izleyen Alparslan'a döndü.

"Hazırsan vakit kaybetmeden çıkalım." Gözlerini Nil'in üzerinde gezdirdi.

Derin bir nefes alıp ceketini üzerine giydi.

"Hazırım." Kapıdan çıkacakken Alparslan Nil'in kolunu tutup durdurdu.

"İlk teslimatını hatırlıyor musun?" Şuan her ne kadar Nil'i olayların dışında tutuyor olsa da geçmişi pek de temiz değildi.

Nil usulca kafasını salladı. Yine olsa yine yapardı ki az sonra yapacaktı da.

"Hatırlıyorum. Sen giderken zorla kendimi de kabul ettirmiştim ve 10 dakikalık işi benim yüzümden 23 dakikada yapmıştık." Gülerek Alparslan'a baktı.

"O günde söylediğim gibi Nil. En ufak bir yara dahi alırsan seni orada bırakır çıkarım." Kol düğmelerini düzeltip keskin bakışlarını Nil'e çevirdi.

"Kahraman olmaya çalışma sadece işini yap." En iyi bildiği şey Nil'in kendini olaylara çok kaptırdığıydı.

Anın verdiği adrenalin ile gaza gelir orasını havaya bile uçurabilirdi. Boşuna sevmiyordu Alparslan Nil'i. Onun gibi olduğu için seviyordu. Onun gibi cesur ve gözü kara olduğu için...

"Tamam, sadece tabloyu alıp çıkacağım. Kahramanlık yok. Peki ya silah?" oraya silahsız girmek aptallık olurdu.

"Silahın da olmayacak. Çünkü en son silah kullandığında ne olduğunu unuttun sanırım." Gülerek karşısındaki ceylan gözlere baktı.

9 yıl önce

"Bak şimdi gülüm hedefine odaklan ve nişan al." Nil'in ısrarlarına artık dayanamamış sonunda ona da silah kullanmayı öğretmeye karar vermişti.

Nil kıvırcık saçlarına üfleyerek gözünün önünden itti.

" Yani şimdi bak ve vur. Bu kadar basit mi?"

"Bu kadar basit gülüm bu kadar basit." Hedef aldıkları şişelere doğru ilerleyip kollarını bağladı.

"Hadi da seni mi bekleyeceğim sabaha kadar kıvırcık?"

"Bana kıvırcık deme! Dikkatimi de Dağıtma Gurur!" tek gözünü kısıp hedefi nişan aldı.

"Vur!" Gurur gülerek Nil'in bu hallerine bakıyordu.

Nil silahı ateşleyip vurduğu şişeyi görmeye çalışıyordu.

"Ay vurdum!" demesine kalmadan acı dolu bir ses yükseldi.

Alparslan kahkaha atarak Nil'i kollarının arasına aldı. Nil korkarak etrafına bakıyordu.

"Yavrum şişeyi vuracaktın Vedat'ı değil." Gülmesini durduramıyordu.

"Yenge yaktın beni yengee!" Vedat omzunu tutup acıyla yere oturdu.

Nil Alparslan'ın kolları arasından çıkıp Vedat'ın yanına koştu. Eğilip boynundan çıkardığı fuları yarasına sardı.

"Çok özür dilerim Vedat gerçekten tahmin etmedim." Babası eczacı olduğu için biliyordu ilk yardım yapmayı. Hilmi ve Vedat'a az yapmamıştı.

"üzülme yenge yok bir şey."

Alparslan Nil'in elinden tutup oturduğu yerden kaldırdı.

"Bundan sonra bana silah öğret dediğini duyarsam kıvırcık, hiç iyi şeyler olmaz!" gülerse Nil yine isterdi. Gülmemesi lazımdı. Ancak karşısında ürkek ürkek bakan kızın karşısında gülmemek imkânsızdı.

"Tamam tamam söz istemem bir daha." Kollarını yüreği olan adamın beline sardı.

Nil de o günden sonra ne eline silah ne de Alparslan'ın silah ile eve girmesine izin verdi.

Günümüz

Kısa bir yolculuktan sonra müzayedenin yapılacağı mekanda kol kola duruyorlardı.

Alparslan dikkat çekmemek adına yanına Bera'yı da almış, tüm Karahan'ları gözler önüne sermişti.

"Başlıyorum." Gözlerini Alparslan'ın gözlerine kenetledi.

"Dikkat edeceksin Nil. Dediklerimi unutma." Belinden tutup Nil'i kendine çekti. Alnına belli belirsiz bir öpücük kondurdu.

Ona bir zarar gelecek düşüncesi aklını yiyip bitiriyordu. Olmaması için elinden geleni yapacaktı.

"Abla en ufak hatanda biteriz." Kravatını gevşetip etrafa baktı. Bu durumlar Bera'yı hep gererdi. Ama abisi yanındaydı. Aslan abisi onunlaydı.

"Çok güzel moral verdin ufaklık teşekkürler." Göz devirip koridorun sonuna ilerledi.

Alparslan nefesini tutmuş sevdiği kadının tehlikenin kollarına gitmesini izliyordu.

Nil, tablonun bulunduğu odaya geldiğinde etrafa bakıp cam kutu ile korunan tabloya ilerledi. Odanın ortasına geldiğinde Alparslan'ın 'Sakın kıpırdama!' sözü ile olduğu yere çakıldı. Beklemeye dayanamamış Nil'in peşinden odaya gelmişti.

"Lazerleri hep unutuyorsun Nil, hep! Yavaşça elbisenin eteklerini topla."

Nil yavaşça elbisesinin eteklerini toplayıp aniden belli olan lazerlerin bir tanesinden yavaşça geçti.

"Şimdi eğil ve iki tanesinden de geç." Bir yandan Nil'i yönlendirirken bir yandan da silahına susturucuyu takıyordu.

Bera ise kapıda gözcülük yapıyordu. Bedeni orada ruhu ise Su'daydı...

Nil zor bela lazerleri geçmiş cam kutuyu kaldırıp tabloyu almıştı.

"Gurur." Korka korka Alparslan'a çevirdi bakışlarını.

"Şimdi nasıl geri döneceğim ben?"

"La havle laa havle!" ateş saçan gözleriyle Nil'e baktı.

"Sağ tarafındaki düğmeye bastığında lazerler 10 saniye boyunca devre dışı kalacak. Çok hızlı olman gerekiyor." Korku nedir pek bilmezdi Gurur. Ama bu kadın her defasında korkuyu iliklerinde hissetmesine sebep oluyordu.

Nil tabloyu sıkıca kavrayıp düğmeye bastı. Hızlıca odanın diğer ucuna koşarken ayağı elbisesine takıldı. Bu işi mahvedemezdi. Şayet edecek olursa Gurur'un ona olan güveni de yerle bir olurdu.

Tam düşecekken ani bir hamleyle kollarına çekti Alparslan. Sıkıca sardı ceylan gözlü kadını. Saçlarından derin bir nefes aldı.

"Az kalsın berbat ediyordun Nil!" Nil'i kollarından uzaklaştırıp çatık kaşlarla gözlerine baktı.

"Ama mahvetmedim. Bak tablo. Bak Nil." Alparslan'ın aksine gülerek baktı.

"Sus daha fazla konuşma. Sende yürü Bera!" diyerek Nil'in bileğini kavrayıp peşinden sürükledi.

Nil bu sefer de başarılı olmuştu. Aşkı için yapamayacağı bir şey olmadığını bir kere daha kanıtladı. Alparslan'da bunun farkındaydı ancak hala Gururu aşkından üstün geliyordu.

Şimdi eve gelmiş kızlarını herkesle tanıştırmış sıkıca sarılmışlardı. Bunun verdiği huzuru hiçbir koşul vermezdi. Veremezdi...


Su arkadaşı gidince Bera'yı beklemeye başladı. Bera gelir gelmez heyecanla seçtiği mekanları gösterdi ona.

Bera Su'nun bu hallerini tebessümle izliyordu. Onun kendi yanında böyle gülmesi ve ona böyle yaklaşmasını çok seviyordu.

Su sonunda Bera'nın aklının başka yerle olduğunu anlayıp hafifçe kolunu dürttü.

"Bera sen beni niye dinlemiyorsun ya?" Dudak büzüp önüne döndü genç kız.

" Affedersin güzelim biraz yorgunum ondan dalmışım. Sen nereyi en çok beğendiysen orası olsun".

Su yüzündeki kocaman gülümsemesiyle Bera'nın beline sardı kollarını.

"Güzelim sen her sevindiğinde böyle bana koşacaksan ben senin yüzünün asılmasına asla izin vermem ki". Bera artık emindi. Bu kıza çok fena aşık olmuş ve tek sözünü ikiletmeyecekti.

"Bera gerçekten sahildeki yeri tutacağız değil mi? Orası çok güzel".

"Ne tutması güzellik direk alacağız ve evet senin çok sevdiğin buraya yakın sahildeki yer."

Su heyecanını saklayamayarak biran önce pastaneyi alma düşüncesiyle koşarak yukarıya çıktı. Bera sevdiği kızın böyle mutlu olduğunu gördükçe kendisi de mutlu oluyordu.

Su hep gülsün gerekirse dünyayı ayaklarına sermeye razıydı.

Heyecanla aşağıya inerek Bera'nın yanına geldi.

"Hadi kalk Bera pastaneye bakmaya gidelim." diyerek Bera'nın kolunu tutup çekiştirmeye başladı.

Bera sevdiği kızın bu heyecanının ve mutluluğunun hiç gitmemesini dileyerek "tamam güzelim kalkıyorum" diyerek oturduğu yerden kalktı.

Su hızlıca dışarıya çıkarak arabaya bindi. Bera da binince arabayı çalıştırıp gidecekleri yere yol almaya başladılar.

Sahildeki küçük ama sevimli yere geldiklerinde Su heyecanla etrafına bakındı. Bera ise onu gülerek izliyordu. Bir insanın bu kadar küçük şeylerle mutlu olması çok hoşuna gidiyordu.

Su'nun yanına gelip yavaşça elini tutmak istedi ama sonra vaz geçip önden yürümeye başladı. Su Bera'nın bu hallerini görünce gelip gülümseyerek ellerini birleştirdi.

Bera ilk başta şaşırsa da hemen toparlayıp Su ile birbirine kenetli ellerini alıp bir öpücük kondurup içeri girdi.

Kısa süre sonra mekanın sahibiyle konuşup satın aldıktan sonra yarın açılış yapmak için imzaları attılar.

Su günün ilk ışıklarıyla gözlerini usulca açmıştı. Yanında yatan Bera'yı dürttü.

"Bera kalk hadi açılışa gidiyoruz!" heyecanla yataktan doğruldu.

Bera Su'nun kapısını açıp binmesini bekledi. Su binince o da yerine oturup Su'ya baktı.

"Güzelliğim sakin ol. Her şey yolunda. Sakin." Gülerek sevdiği kızın elini tutup öptü.

"Ya ne yapabilirim yani? Hayalim gerçekleşiyor. Nasıl heyecanlanmayayım?"

Su'nun heyecanla tek nefese söylediği cümleleri Bera şok olmuş bir yüz ifadesiyle izliyordu.

"Güzelim sakin ol nefes al. Her şey yolunda".

Su arabadan inip koşarak mekanın önünde oluşan kişilerin arasından geçip arkadaşlarını bularak konuşmaya başladı. Bera da Su'nun yanına gelip elini beline koydu.

"Hazırsan açılış konuşmasını yap bakalım." Gülümseyerek dönüp kocaman gözlerindeki parıltılarla Bera'ya baktı.

"Ben mi?" Bera gülerek 'evet' anlamında kafasını salladı.

"Sende gel ama ben sakin olamam". Der demez Bera'nın elini tutup kapıya sürüklemişti bile Su.

Su heyecanını saklayamayarak kısa ama güzel bir konuşma yapmaya başladı.

" Burası benim hayallerimi gerçekleştireceğim en güzel yerlerden birisi. Bu hayalini gerçekleştirmeme yardım eden Bera'ya, ablama ve abime çok teşekkür ederim. Buranın her zaman güzel müşterilerle dolması dileği ile kurdeleyi kesebiliriz"

"E o zaman hayırlı uğurlu olsun." Bera elindeki makası alıp Su'nun elini tutarak kurdeleyi kesti.

Su heyecanla kafasını gökyüzüne kaldırdı.

" Bak baba dilediğim bütün hayallerimi yavaş yavaş gerçekleştiriyorum sen ordasın beni izlediğini biliyorum seni çok seviyorum baba. Ben en çok mutluyum sende orda çok mutlu ol."

Yazarın diğer paylaşımları;
Sözümoki Mutlaka Bilinmesi Gerekenler
Himayende olan kim(ler) var?
X

Daha iyi hizmet verebilmek için sistem içerisinde çerezler (cookies) kullanmaktayız. "Çerez Politikamız" sayfasından daha detaylı bilgilere erişebilirsin.

Anladım, daha iyisini yapmaya devam edin.