Işığa hasret uçsuz bucaksız zifiri karanlık bir tüneldeyim
Boyanmış içimdeki duygular umutsuzluk rengine
Esir almış ruhumu siyah renkli yalnızlığım
Kucaklamış yüreğimi çürümüş hayallerim
Her yer karanlık
Her yer zindan
Ruhumun dört bir tarafı hücreye mahkum edilmiş tutuklu gibi
Her yer yalnızlığın soğuk yüzü
Her yer uçurum
Hangi yöne dönsem çıkışı görünmeyen karanlık bir tünel
Ruhsal bir yalnızlık
Yüreğim üşüyor
Ellerim titriyor
Kelimelerim boğazımda donup kalıyor
Sanki bir buz kütlesi var içimde kutuplarda yaşıyorum
Gözyaşı yorganımı çekiyorum üstüme
Sensizliğin tünelinde can çekişiyorum
Üşüyor hecelerim donuyor alfabem
Yokluğunla ağzımı bıçak açmıyor
Hazin bir şarkı çalıyor kulaklarımda
Eceli hatırlatıyor her nağmesinde
Korkuyorum susmuyor hep aynı nakaratta
Nutku tutulmuş sanki sevdiğimin
Karanlık tüneldeki yolculuğumu Yokluğunla ve sessizlikle alkışlıyor
Yalnızlığın zülmünü senin bana verdiğin aşk zehrini kader diyerek adlandırıyorsun
Yalnızlıktan korkan küçük bir çocuk gibi koşuyorum ışığı bulmak için düşüyorum kalkıyorum dizlerim kan revan içinde yine koşuyorum
Ödüm patlıyor bu karanlık ürkütüyor beni
Pusu kuruyor yüreğime tir tir titriyorum her saniye ölüm meleğime koşuyorum
Ufacık bir ışık görünse umudumun elinden tutacağım savaşacağız hayaller içinde boranlara kafa tutacağım ama yok cılız bur ışık bile yok
Karanlığın büyüsü rehin alıyor ruhumu karanlığın kucağında ki yalnızlığıma sarılıyorum seni hayal ederek
Teslim oluyorum karanlıkta yalnızlığıma
Yetişiyor imdadıma silahım gözyaşlarım.