Karton Sevda (sokak çocuğunun aşk'ı)
paramparça kartonların içinde geçen ömür
bir sokak çocuğunun kırık aşk telaffuzu
darmadağın umutların, sokakların acımasız ihanetiyle
kırık cam şişeler'e, boş kaldırımların ağlayışları
sokak çocuklarına tekme atılan, kahkaha
sokakta dolaşan bir çocuk, kartonlarla bulmuş yüreğini
kalabalık yalnızlıkların ortasından geçiyor,
zenginlik kıyısından..
acımasız hayat şartlarının girdabı
sokak çocukları, umutlarını kaybetmiş yalnızlık savaşçısıdır
sokakta uyanan sersem bir araba,
kartonlarla ayakta duran samsun!
kartonların içinde seni yaşamak, bir yarım şiir.
sokaklardan zam isteyen gözlerin
zoraki kanayışların ortasında incilmiş kalbiyle
insanlar, onu küçümsedikçe git gide önemsizleşen çocukluğum.
sokağın karanlığında irkilen suratlara
tertemiz umutlardaki, umutsuzluk kelimesi
paramparça kartonlara sığdırılan
kocaman bir mutluluk hareketiyle
tam da hayatın önüne..
sokakta karşılaştığım, aynı yöne baktığım ilk insan
gözlerimizdeki paslı umutlar
karanlık bir kartonun tarifi
yağmurla gelen, geçici gölgeler çocukları koruyacak
gecenin ayazı, ağladılar
hepsi sevildi dizelerde teker teker
bir umut ışığına hasret kaldı paslı yüzler
karton parçaları, sevgilinin saçlarını taşıyan karanlık yamaç.
kaç kadın yıpratmıştı çocuğu?
yalnızlık kokan tişörtünden
tasarruf ediyor yüreğinden..
kartonlara atılmış bir kahkaha gibi hüzün
kadınların bakıp güldüğü,
basıp geçtiği yamaçlardan
sokaklara tırmanan incecik acıma duyarlılığı
dağıtır bir gencin anlamsızca, kalbinde sakladığı papatya yuvasını
umutsuzluğun, telaşını geçip aşklı yollara sürgün edilmiş coğrafi kesişi
rahatsız edici bir geçmiş yalnızlık
kaybolur bir kaç adımda
gözler; yaralı çocuğun sığındığı harabe
ve baktığı gözleri; oluşturabileceği tek alfabe
ve üstelik, baktığı gözleridir geçen giden onca kartonun elvedası
sığdırabileceği "ela.."
baktığı gözler'e karanlık dadanmıyor.
kararmıyor, hiçbir bulvar
çocuk, kartonlardan gelen tesadüf gelişlere kefil
geçmiş bir sır perdesi
çalmış hayallerini kırmızı
hırslı bir çocuğun, karton tanımı
parmaklarıyla aşar geleceğini
umutlarını kimse göremez ki..
baktığı gözleridir, gülüşünün yedek parçası..
sokaklarda her şey biraz "ela"ya koşuyor..
kartondan gelen hüznün, gözleri serpilir
beyaz bir yağmurda
ağır ağır iner damlalar
düşünceli kartonlara
kartonların, sokaklara kuş bakışı
karanlıkta nöbet tutar çocuk
ruhunun rengi "ela"
bir otobüsün arkasından koşar gibi ihanet..
ela, beni sokaklara verme
parmaklarımda umut yorgunluğu
gözlerinde yalnızlık bulanıklığı
kaldırımlar gevşemiş..
hatırla beni, avuçlarımın ortasında karanlık resmin
bu resmin, sürgün edilmiş bir yalnızlık
yalnızlığa mumyalı,
çöp ellerim..
hediye edin sabıkalı bir mutluluğu..
ve intihar, karton parçası
ayrılıkların şeffaflığı
kaldırımdaki serserilerin illegal yürüyüşleri
çocuk, ela artık kaldırımdan geçmez!
iz bırakmaz artık hiçbir karton
irkilmez karanlık
ilk kez baktığı gözlere,
katlanır mı sancılar?
kartonun alfabesinden yankılandı çocuğun sesi;
"elayı öptüm, son karanlık gecesinde düşlerimde, yüksek bir kaldırımın kartonlarımın ortasında.."
bir yağmur durdu. bilirdim. elanın gözlerine hiç yağmur yağmayacak.."
melih özyıldırım / karton sevda