Bazen kaybolurum,
gözlerim,
dünyadan başka bir yere odaklanırken.
Hangi yolda yürüdüğümü,
nerede başladığımı
ve nereye gittiğimi unuturum.
Kaybolmuşken,
sessizliğimde bir şeyler büyür,
içimdeki yankılar,
sadece kendi adımı söyler.
Ve her adım,
bana bir yolun sonunda
kaybolduğumu hatırlatır.
Ama belki de,
kaybolmak,
bulmak için bir yoldur.
Çünkü zaman,
bazen bir labirent gibi,
içinde kaybolduğunda
gerçek yolu bulursun.
Ve kaybolduğumda,
kendi içimde bir şeyler uyanır.
Her an,
bir keşif,
her kayboluş,
bir yeniden var oluş olabilir.
Bazen kaybolurum,
ama bir adım attığımda,
içimde bir ışık yanar,
ve o ışık,
gerçek yolumu gösterir.
Çünkü kaybolmak,
gerçekten de bir arayıştır,
ve her kayboluş,
bir buluşun başlangıcıdır.