Ve çokça yağar yağmur
Doluca düşer üzerime
Her şey bir anda
Gece karanlıkta ayda
Sabah savaşçının baltasında
Yine yükselir ihanet
Gök mavisi kanatlarımla.
Ne yürüyorum ne uçuyorum
Her şey gökle toprak arasında
Ne görüyorum ne duyuyorum
Kaşla göz karmaşasında
Sıkışıp kalan var aklımda
Sen beni ölümüne
Kaybettin bakışlarımda.
Düşüp ateşe kül oldum
ince bir toz gibiyim
Rüzgar olup savurdular
Öldüm
Kurtulup gittim sandım
Cennetle cehennem arasına
Yıkık bir şehir kurdular
Karşıma çıkan her yolda
Ben seni kaybettim.
Şimdi saklımda gözyaşları
Göğsüme vuruyor kurşun yarası
İçim oldukça ağır sarılmış
Düşündürüyor insanı
Düşünüyorum da bazen karışmış
Kim derdi ki şimdi
Kalbim ihanetle tanışmış.
Siyah bir çerçevedeyiz
Her yer ıslak buğulu
Nemli fotoğraflarım var
Görünen o ki
Bu gözler benim değil
Benim sadece
Bakışlarım kayıp.
Renkli gülüşler doluydum
Hayli ahenk vardı gözlerimde
Bir başka kokardım
Kollarım özlerdi yokluğunu
Tenim isterdi nefesini
Çay ve sigarayla seninle
Ne iyi giderdi yıllar
İnce bir dokunuştun sen
Şimdi tüm düşlerim emekli
Zamanı acıyla boğdurdun
Ve sen sade bir günde
Fırtınam oldun.
Ve şimdi
İflah olmayan hayaller
Siftahsız karanlık gülüşler
Ödenmeyen bedeller var
Hepsi önceden daha geriye
Bıraktım hesabı yine
Borcuna sadık maziye.
Arama
Şehir şehir gezmemem artık
Sorma
Akıllarda kalamam ben
Yorma
Tek bir can var gönlümde
Gelme
Sen öleli
Çok oldu kalbimde
Ey! uğruna savaşıp
Ocağında yandığım
Ağladığım
Gelme
Kayboldu bakışlarım...