Ateş küllerini bıraktı, o üfledi.
O üfledi,
Ateş küllerini etrafa saçtı.
Etraf Alev aldı.
Meyus yandı.
Yağmur yağdı.
Alev söndü.
Defaatle bekledi kız.
Meyus öldü.
Toprağa karıştı.
Efsunu bozulmadan, kan kokusu etrafını sarhoş etti.
Fütursuzca, gözlerini yumdu.
Gark oldu bir kaos ortamı içerisinde.
Muğlak bir şekilde ruhunu taşıdı.
Naçizane bir hayatın, naçizane bir varlığıydı.
Namütenahi bir şekilde yaşamayı isterdi.
Renklerin partiküllerini bir bir karıştırmak isterdi.
Safsataları yutmak, stabil konuşmak isterdi.
İsterdi ki; kendi ütopyasında bir hayat, bir ölüm, bir yegâne mutluluk.' Ateş küllerini bıraktı, o üfledi.
O üfledi,
Ateş küllerini etrafa saçtı.
Etraf Alev aldı.
Meyus yandı.
Yağmur yağdı.
Alev söndü.
Defaatle bekledi kız.
Meyus öldü.
Toprağa karıştı.
Efsunu bozulmadan, kan kokusu etrafını sarhoş etti.
Fütursuzca, gözlerini yumdu.
Gark oldu bir kaos ortamı içerisinde.
Muğlak bir şekilde ruhunu taşıdı.
Naçizane bir hayatın, naçizane bir varlığıydı.
Namütenahi bir şekilde yaşamayı isterdi.
Renklerin partiküllerini bir bir karıştırmak isterdi.
Safsataları yutmak, stabil konuşmak isterdi.
İsterdi ki; kendi ütopyasında bir hayat, bir ölüm, bir yegâne mutluluk.'