Zaman,
bir nehir gibi akar,
ama biz hep geri bakarız.
Kayıp anların peşinden,
kaybolan yüzlerin arkasına düşeriz.
Oysa nehir durmaz,
yolunu bulur,
ve biz geride kalırız.
Bir zamanlar,
daha hızlı koşardık,
daha çok hayal kurardık.
Ama zaman,
görünmeyen bir el gibi,
her şeyin peşinden sürüklendiğini hissediyoruz.
Ve o kaybolan anların içinde,
biz de kayboluyoruz.
Bir saniye,
bazen bir an,
bütün bir hayatı siler.
Bir gülüş,
bir dokunuş,
bize geçmişi hatırlatır.
Ama o hatıralar,
zamanla toprak gibi kaybolur,
geriye sadece toz kalır.
Zamanı geri almanın bir yolu yoktur.
Her şey birer anıdan ibarettir.
Ve biz,
gözlerimizin derinliğine bakarken,
her geçen saniye,
bizden biraz daha uzaklaşır.
Ama belki de,
zamanı kaybetmek,
bazen kazanmaktır.
Çünkü,
her kayıp,
bir yeni başlangıca yol açar.
Ve belki de,
kayıp zamanın arkasında,
bizi bekleyen bir anlam vardır.