Yaşadığım süre boyunca,
hep merhametimin arkasından yürüdüm,
Beklentilerimi arkada bıraktim.
Kimseden bir şey beklemedim.
Doğrusu bu sanıyordum çünkü.
Yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımı
içimde sakladım.
Sustum, bastırdım, olsun dedim,
insanlik bende kalsın.
Verdim, hep verdim,
karşılığını alıp alamadığıma bakmadan.
Aslında güçlü olmak değildi istediğim,
ama olmak zorundaydim ve oldum..
***
Kendimi hep erteledim.
Kimsenin beni anlamadığını
bildiğim halde,
hayatıma girenleri, bana verilmiş
Kutsal bir görev olarak gördüm.
Herkesi mutlu etmek
zorundayım zannettim.
Benim de mutlu olmam
gerektiğini unutmusum..
Görevim neyse en iyisini yapmalıydım
ki vicdanim rahat etmeliydi.
Birilerinin de bana karşı görevleri
olduğunu hiçe saymışım oysa...
***
Ne yazik ki;karsimdakilerin eksiklerini
tamamlamaya çalışırken,
onların hatalarini görmeye
vaktim kalmamış sanki.
Beni üzmelerine bakmadan,
karşılığında ne aldigima ne hissettiğime
aldiris etmeden hep verdim.
Kendimi nasılda unutmusum,
unutturmuşlar aslında.
Paramparça olmuş kalbime,
doğruları söylemeye çalışan beynime,
mutsuz yüzüme hep "sus" dedim.
"Sen SuS"!!
***
Kendime haksızlık ettim,
kimseye etmediğim kadar.
Kendime geldiğimde ise,
yorgun, yılgın,bitkin,
Bir köşede saklanıp ağlayan
bir kız (erkek)çocugu olarak buldum.
Ve ona elimi uzattım,
diyebildiğim tek şey
"Geçti", bir daha seni kimse üzemeyecek!
***
Şimdi senden "özür diliyorum".
Seni bu kadar hiçe saydığım için,
insanların seni bu kadar üzmelerine
müsade ettiğim için,
seni hiç bir zaman dinlemedigim için,
Üzerine bu kadar sorumluluk
yüklediğim için,
Hakkın olan bütün duyguları
sana yaşatamadığım için...
Şimdi tekrar söylüyorum.
insanlığından, kalbinden,
duygularından, çocukluğundan,hislerinden
Çok özür diliyorum !
Galiba ben almadan vermenin
ALLAH'a mahsus olduğunu unutmuşum....