Bir gün,
kendimi kaybettim.
Sesimi tanımadım,
gözlerimde bir başkasının gölgesi vardı.
Bir adım attım,
ama yol yoktu.
Her şey sanki bir rüyanın içinde
yavaşça dağılıyordu.
Sorular sordum kendime,
"Ben kimim?"
"Cevaplar nereye saklandı?"
Zaman bana fısıldadı,
ama sesini duyamadım.
Her şey çok uzak,
her şey çok sessizdi.
Sonra,
bir kuşun kanat çırpışında
bir dalganın kıyıya vuruşunda
kendimden bir parça gördüm.
Belki de ben,
kaybolduğumu sandığım yerde
yeniden doğuyordum.
Ve anladım,
bazen kaybolmak,
kendini bulmanın ilk adımıdır.
Bazen susmak,
en yüksek çığlığı atmaktır.
Ve bazen,
bir hiçlikten
bütün bir varoluş yaratılır.