Bileklerinden tuttum önce.
Hava kararmak üzereydi.. Bordo şalım delice esen rüzgarda bir bayrak gibi dalgalanırken gözlerinin içine baktım. Şaşkındı, beklemiyordu belki de... Yine de içimdeki kelimelerin boğuşması bitene dek bakmayı sürdürdüm. Sonra birden,
"Seni seviyorum" dedim, sustu.
İçinde kaybolduğum o koyu kahve gözlerini bir süre gözlerimde dolaştırdı.
"Ciddi misin?" der gibiydi. Dudakları aralandı, konuşmasına izin vermeden devam ettim,
"Her şeyden çok seviyorum. Denizden, yıldızlardan, aydan, şiirlerden çok... Çünkü onları görmek için ayrı ayrı bakmak gerek. Ama senin gözlerinde hepsi bir arada."