Bütün duygularımı bilmesine, ne kadar değer verdiğimi görmesine, içimdeki masum sevgiyi hissettirmeme rağmen beni hiçe sayan bir insan var. Ben o insana çok kırgınım ve bu kırgınlığım günden güne artıyor. Bu nefret değil, kin hiç değil. Gerçekten seven bir insan zaten ne olursa olsun hiçbir şekilde kin besleyemez. O, masmavi deniz görünümlü bir çukur ve ben bu çukura düştüm. Her ne kadar çukurdan çıkmak için savaş versem de, o çukura tekrar tekrar düşüyorum ve her defasında kanayan dizlerim değil, kalbim oluyor. Kanadıktan bir süre sonra kabuk bağlıyor ama ben o kabuğu kaldırsam da kaldırmasam da tekrar tekrar hissettiği tüm acıları kusuyor. Ah kalbim! Sen nasıl bu duruma geldin? Her şeyi bilmesine, bu hayatta yokmuşum gibi, hiç var olmamışım gibi davranmasına rağmen neden hala onu kapı dışarı atmamak için benimle kavga ediyorsun. 1.5 sene boyunca bu kadar parçalandığımız, bu kadar acı çektiğimiz yetmedi mi?
Her defasında bir dakika sonramızın garantisi yok deriz ama bazı insanlar biz her zaman yaşayacakmışız, her zaman onların toprak vermediği, sulamadığı bahçelerinde çiçek olarak açmaya devam edecekmişiz gibi davranıyorlar. Hepimizin bildiği üzere, sulamayı ihmal ettiğimiz ve dalından kopardığımız her çiçek bir gün kuruyup gidiyor. Ama onlar ne anlasın. Kendileri gibi vicdansız ve vurdumduymaz olmadığımız için maalesef başka insanlara verdiği değerin gramını bize vermiyorlar. Aslında bu durumu neden yaşadığımı da anladım ben. Ona karşı diğer insanlar gibi gamsız davranmadığım için en değersiz ben oluyorum. Herkese nazar değmesin diye nazar boncuğu dağıtmış ama bana gelince "bu zaten hep peşimde olacak, buna bir şey olmaz" demiş gibi. Başkalarına her zaman müsait ama bana gelince işleri güçleri var ve her zaman meşgul.
"Senin gibi davranamam ama en azından seni kendime yakın tutabilirim." Diyen insanın, beni kendinden ne kadar uzaklaştırmaya çalıştığını gördüm. Bu benim iyiliğim için de değil. Bunun da neden olduğunu biliyorum. Bazı insanlar vardır tüm hayatı boyunca gamsız, vurdumduymaz insanların tepkilerine maruz kalır ama hayatlarının bir döneminde onlara gerçekten değer veren bir insan ile karşılaştıklarında bocalıyorlar. En kötüsü de hayatları boyunca yaşadıkları bu davranışları o insana yapmaya başlıyorlar. Ufak bir döngü gibi kötülük gördükleri için kendilerine gelen iyiliği de kötülükle karşılıyorlar.
Keşke bir an olsun oturup düşünseniz de kendinize "ben ne yapıyorum ya?" Diye bir sorsanız.
Bazı şeylerin farkına varsanız, bazı insanları da gözünüzde ki perdeyi kaldırıp bir görseniz. Bir şey kaybetmezsiniz. Hayatta ki konumunuzdan bir şey eksilmez. Size değer veren insanlara siz de aynı şekilde değer vermeye çalışsanız, aynı şekilde davranmaya çalışsanız bir yerlerden bir şeyinizi kaybetmezsiniz, tam tersine bu devirde böyle bir insanı bulduğunuz için kendinizi şanslı bile hissedersiniz. Tabi "yok ben aynı şekilde değer veremem, onu yok saymaya devam ederim." Diyorsanız da.
Umarım yaptığınız hataların farkına vardığınızda çok geç olmaz...